menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Seçimin kaybedenleri ve gelecek tahminlerim

23 8
03.04.2024

Diğer

03 Nisan 2024

Yerel seçim de olsa, ana muhalefetin 22 yıl sonra ilk defa birinci parti olarak kazandığı önemli bir seçimi geride bıraktık.

İktidarı bir tür "topal ördek" konumuna düşüren bir seçim.

Seçimin en önemli sonucu Sayın Ekrem İmamoğlu'nun da dediği gibi, tek adam vesayetinin sona erdiğini ilan etmesi.

"Bu devirde kimse padişah değil!" şarkısının gerçek olması…

Bu iktidarın en geç ilk seçimlerde gidici olduğunu gören bürokrasinin ve yargının iktidar lehine ve muhalefet aleyhine öyle gözü kapalı haksız ve şuursuz imza atması artık biraz zor ihtimal.

İçlerinden en militanlaşmışlarına ve tetikçilerine yine de imza attırabilirlerse de çok istisnai kalır. Çoğunluğu, olmadık işlere imza atmadan önce iyice bir daha düşünür. "Yazın yediğin hurmalar …" hesabı.

Seçimin bir diğer gösterdiği sonuç, iki partili bir polarizasyona doğru evrilme.

İngiltere ve ABD gibi.

Bunun iyi bir şey olduğu tartışılır gerçi.

Türkiye'nin sosyolojisinin gerçekleri, siyasetin sadece iki parti arasında sıkışmasındansa, siyasi parti yelpazesinin merkez sol, merkez sağ, muhafazakar, Türk ve Kürt milliyetçileri şeklindeki 5'li bir çeşitliliğin dinamizmi içinde gelişmesinin daha doğal bir süreç olduğunu gösteriyor sanki.

Yine seçimin bu kez daha olumlu bir diğer sonucu da AKP ve MHP seçmeninin öyle sanıldığı gibi partisine mutlak sadık seçmen olmadığını göstermesi. Ya başka partiye oy vererek ya da oy kullanmaya gitmeyerek, gerektiğinde bu halkın "babasını" pardon partisini bile tanımayabileceğini ortaya koyması.

Ülkede sosyolojik açıdan "takım tutma" dışında, hiçbir yapay kuruma mutlak bir sadakatin bulunmadığını kanıtlaması!

Gelelim bu seçimin gerçek kaybedenlerine.

Birinci kaybeden: Kuşkusuz Recep Tayyip Erdoğan.

Geçtiğimiz birkaç yılda kendisine çok fazla güvenip, ekonominin doğal ve evrensel kurallarının gereğini yapmayı reddedip, hatta ekonomi bilimi ile inatlaşması sonucu zaten kırılgan olan ekonomiyi iyice çökerterek halkı bir anda fakirleştirmesinin cezasını çekti.

Partisini 22 yıl sonra birinci parti konumundan düşürdü.

İmamoğlu'na üçüncü kez, Mansur Yavaş'a ikinci kez yenilerek siyasetteki karizmasında en ciddi yarayı aldı.

İkinci (eş) kaybedenler: Devlet Bahçeli ve Meral Akşener.

Partisinin oyları yüzde 4'lere düşen Devlet Bahçeli, hiçbir şey yapmayıp elini taşın altına koymadan AKP küskünlerinden aldığı zahmetsiz oylara tam da alışmışken, hükümetin her kusuruna gözü kapalı destek vermenin bedelini ödedi.

Suç örgütleri liderleriyle yakınlaşma görüntüleri ve vicdanları yaralayan bazı siyasi cinayetlere tepki vermeme gibi olumsuz imajların etkisiyle, gerçek Ülkücülerin ve demokrat milliyetçilerin partisinden iyice uzaklaştığı ortaya çıktı.

Meral Akşener ise geçen yılki seçim sürecini -Kılıçdaroğlu'nun "geliyorum" diyen saçma adaylık niyetine zamanında set çekemeyerek- çok kötü yönetmesinin ve kişisel küçük hesaplarla Sayın Mansur Yavaş'ın CB adaylığının önünü zamanında açamamasının toplumda yarattığı derin hayal kırıklığının bedelini muhtemelen siyasi hayatının sonu olarak ödeyecek.

Merkez........

© T24


Get it on Google Play