menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İslamcıların Atatürk çelişkileri

25 1
19.11.2025

Diğer

19 Kasım 2025

Mustafa Kemal Atatürk

10 Kasım dolayısıyla Yeni Şafak’ta Aydın Ünal tarafından yazılan “Bir istismar aracı olarak Atatürk” başlıklı yazı, önce yayınlanıp sonra geri çekilmesi ve sonrasında tekrar yayınlanmasıyla dikkatleri çekti (11.11.2025).

Yazının benim açımdan dikkat çekici yönü, dindar/muhafazakar/İslamcı cenahtan gelen bir Atatürk eleştirisi olmasına karşın; bu eleştiriyi radikal İslamcı bir saldırı “dili” ile değil, 5816 sayılı Atatürk’ü koruma yasasını da ihlal etmeden, “muhafazakar demokrat” bir yaklaşımla yapma imajı vermeye çalışması.

Yani ciddiye alınabilir bir Atatürk eleştirisi olması.

Yazının yazarının ise İslamcı kanadın kendi mahallesinde kendince yanlış gördüğüne yanlış diyebilen görece özgür iradeye sahip nadir örneklerinden olduğunu da teslim etmek gerekir.

Tabii ki geçmişte mevcut iktidara verdiği hizmetlere atfen, eleştirilerini hikmetinden sual olunmaz ve eleştiriden doğal muafiyetli en üst noktaya kadar yöneltip işi abartmaması kaydıyla kendisine belli ölçüde kafasına göre takılma imtiyazı da tanınmış görünüyor.

Yazıda savunulan anafikir, Atatürk’ün çok fazla istismar edildiği, yani başarılarının oldukça abartıldığı ve ülkeye “laiklik” vasıtasıyla ve otoriter biçimde yerleştirmek istediği modernleşmenin ve Batılılaşmanın aslında tutmadığı ve günümüzde ülkede ve dünyada Atatürk’ün hiçbir etkisinin bulunmadığı ve kalmadığı iddiaları ve özel kanunlarla korunmadan kendisinin eleştirilebilmesinin mümkün olması gerektiği.

Yazıda -sanırım biraz da dengeli ve demokrat olduğunu göstermek adına- Atatürk için olumlu görülen bazı noktalara da yer vermiş.

İyi siyasetçi olduğu ve Çanakkale savaşlarındaki askeri başarısı gibi.

Gerçi yazar bunlarda bile Atatürk’ü takdirde son derece tutumlu davranmış!

Siyasi başarısını Kurtuluş Savaşı sonrası İngiliz ve Fransızlarla yürüttüğü müzakerelerle sınırlı görüyor. Ama Cumhuriyet sonrasındaki siyasetçilik performansını fazla otoriter yaklaşımla muhalifleri ezmekle sınırlı görüp olumsuz bulduğu anlaşılıyor.

Çanakkale başarısının ise “Çanakkale dışında hiçbir askeri başarısı yok” denilerek, küçümsenmeye çalışıldığı görülüyor.

Yazar, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndaki performansını ise Mısırlıoğlu tarzı pespaye bir tarzın fazla sırıtacağını bildiğinden olsa gerek ve klasik İslamcı retoriğe sığınarak, “şahsi başarısı değil kollektif başarı” ve “zaten altyapısını Vahdettin hazırlamıştı” demeye çalışarak, sıradanlaştırma çabasında.

O halde yazara göre Atatürk şöyle biriydi:

Yazarın Atatürk hakkındaki üç temel eleştirisinin ilki olan Çanakkale dışında askeri başarısı olmadığı ve Kurtuluş Savaşı’ndaki rolünün belirleyici nitelik taşımadığı eleştirisini yanıtlamayı hadi uzmanlık alanımız olmadığından tarihçilere bırakalım.

Gerçi uzman olmayan biri bile dünya tarihinin en önemli ve büyük savaşlarından biri olan Çanakkale savaşında zaferi sağlayan en önemli askeri yönetim başarısının bile tek başına tarihte eşine az rastlanan bir kişisel başarı olduğunu bilir.

Yani Çanakkale’deki başarıyı küçümseyip, Osmanlı’nın son döneminin zaten kaybedildiği belli uzak Arap topraklarının savunulmasındaki “misyon impossible” boyutu görmezden gelerek “mal bulmuş birileri” gibi atlamak pek iyiniyetli olmasa gerek.

Ya da Büyük Taarruz’daki yönetimsel ve taktik başarının en önemli payının kimde olduğu sanırım oldukça net.

Ama neyse.

Bunları yine de tarihçiler değerlendirsin.

Gelelim yazıdaki bence en önemli iki çelişkiye:

İlki, Atatürk’ün fikirlerinin ve uygulamalarının günümüzde gerek içeride gerekse dışarıda kayda değer etki doğurmadığı iddiası.

Aslında yazar Atatürk hakkındaki bu en iddialı eleştirisini bizzat kendi yazısının başka kısmında çürütüyor.

Aynı yazıda bir yandan bu iddiayı ileri sürüyor.

Diğer yandan yazısının üst paragrafında ülkedeki halen mevcut ahlaki çöküntünün, örneğin alkol kullanmanın, teşhirciliğin, valsin, cadılar bayramının, örneğin LGBT sapkınlığının, İslam'a ve........

© T24