Damgala(n)manın dayanılmaz ağırlığı
Diğer
11 Kasım 2025
Ülkemizde son dönemde sıkça karşı karşıya kaldığımız uygulamalardan bir tanesi ünlü kişilerin ifadeye götürülmeleri süreci boyunca yapılan, daha en başından suçlu gibi gösterilmek suretiyle kamuoyunun önüne atılıyor olmalarıdır. Bu duruma ilişkin son dönemde iki önemli olayda benzer gelişmelerin yaşandığını gördük. Ayrıca medyanın önemli bir bölümünün ve sosyal medya trollerinin yapmış olduğu hakaretamiz uygulamaları da eklediğimizde durum çok daha travmatik bir hale dönüşmektedir. Önce damga denilen kavramın ne olduğuna bir göz atalım, daha sonra bu kavramın ülkemizdeki uygulamalarına ilişkin örnekler üzerinden olup bitenler üzerinde durmaya çalışalım.
Erving Goffman’ın 1963 yılında yazdığı ve 2014 yılında çevirisi yapılan Damga isimli çalışma, bu açıdan ufuk açıcı bir öneme sahiptir. Goffman’a göre, damga bir ilişki türüdür ve sabit bir nitelik değildir. Goffman damgalamayı toplumun bir üyesi olan insanın herhangi bir özelliğinden dolayı yine toplum tarafından itibarının sarsılması olarak tanımlar ve bu bağlamda üç farklı damga biçiminden söz eder; bunlar 1) bedenin korkunçlukları, 2) zayıf irade, baskıya müstahak ya da doğal olmayan tutkular, sapkın ve katı inançlar, ahlaksız olarak bireysel karakter bozuklukları, 3) ırk, ulus ve din gibi etnolojik damgalardır. Bu üç farklı durum bireylerin kimliklerini yansıtmakta veya toplumsal kimliklerini oluşturmaktadır. Damga ile Goffman bir kişinin ne olması gerektiği, varsayılan toplumsal kimlik ile bir kişinin fiilen ne olduğu, fiili toplumsal kimlik arasındaki boşlukla ilgilenir ve bu iki kimlik arasında boşluk olan herhangi bir kişi Goffman’a göre damgalanır. Goffman’a göre damganın oluşabilmesi için toplumda normal ve normal olmayan rolünü oynayan kişilerin olmasına ihtiyaç vardır. Goffman kuramında damgalı ve normal olanı ayrı sosyal yaşamlara sahip olma şeklinde ele almış olsa da o kuramını ‘karma temaslar’ üzerinden somutlaştırmıştır. Diğer bir ifade ile Goffman, damgalı ve normal insanların aynı ‘sosyal ortamda’ olduğu anlara ve birbirleriyle doğrudan temas halinde oldukları durumlara odaklanmaktadır. Damgalanmanın temelinde daha çok olumsuz inanç ve tutumlar yer alır ve bunun sonucu olarak bir önyargı doğar. Kısacası damgalamanın hayat bulduğu zeminlerden biri de önyargı olmaktadır. Damgalama toplumsal anlamda iletişim süreçlerine etki........© T24





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein