menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Öğün - güven - çalış

16 9
20.03.2024

Diğer

20 Mart 2024

Başlıktaki ifade Ankara'da Kızılay Güven Parkında mermer duvar üzerine Atatürk döneminde kaydedilmiştir. Önce kendinle "öğün", kendine "güven", bunun yapabilmek için "çalış."

Geçen hafta güven nasıl oluşuyor, bu duygunun arkasında ne var sorusunu ele aldık ve bu hafta çeşitli ülkelerden örneklere değineceğimizi belirttik. Güven sık sık ve altını çizerek vurguladığımız bir kavram. Enflasyonun esas nedeninin Türkiye ekonomisinin geleceğine, özellikle yargı sistemine güvenin sarsılması olduğunu tekrarlıyoruz. Bu hem artan riski karşılamak üzere faiz oranının yükselmesine, hem de doğrudan yatırımların azalmasına, durmasına neden oluyor.

Güveni sağlayan veya bozan unsur, kişiye ulaşan bilginin doğruluk derecesi. Enflasyon rakamıyla ilgili çeşitli tahminlerle karşılaşıyoruz. Bu tahminleri yapanlar iyi niyetli olsalar, amaçları kişiyi, "seçmeni" kandırmak olmasa bile, genel fiyat düzeyini hesaplarken kullandıkları, tüketici sepetini oluşturan fiyatlar birbirinden farklı olabilir.

Bu sepetler arasındaki farklılıkları bilsek dahi, Türkiye'de uzun yıllardır ilk defa bu denli aşırı fiyat hareketleri görüyoruz. Büyüklükler artık algılama imkanımızı zorluyor. Temel gıda, ulaşım bedellerinin dahi hesap yapma, satın alıp almama kararını verme yetimizi zorlar hale gelmesi üstesinden gelinmesi çetin bir durum.

Bu olurken nüfusun bir bölümünün bundan hiç rahatsız olmaması, caddelerin dünyanın en pahalı Maserati, Bentley, Ferrari, Maybach markalı arabalarıyla dolu olması insanı şaşırtıyor. Bu ürünleri satın alanlar ülke ekonomisinin içinde bulunduğu durumun farkında değiller mi? Yoksa onlar da mı her şeyin mükemmel olduğuna inanıyorlar? Eğer böyleyse toplum olarak yaşamanın temel koşulunu yeniden hep birlikte değerlendirmemiz gerekir.

Seçilenler yani vekiller, seçenlerden yani asıllardan daha mı itibarlı?

Yasaları yapanlar, uygulamayı denetleyenler, biz yurttaşların seçimlerle görevlendirdiğimiz kişiler. Yani biz "seçenler" onları göreve getiriyoruz. Seçilenler, mazbatalarını almalarının ardından hemen farklı bir kitle oluşturuyor. Vekiller, kendilerine o görevi veren asıllara tepeden bakıyor. Görevlerini yerine getirirken görevle bazı dokunulmazlıklara sahip olmaları olağandır. Ancak seçilenler, neredeyse tüm diğer ülkelerdeki benzerlerinden daha ayrıcalıklı. Hem sade görev süresince değil, yaşam boyu ve sadece kendileri için değil ailelerini de içeriyor. Agency-vekalet, şirkette de, devlet yönetiminde de ustalık gerektiren bir organizasyon şeklidir. Temel kuralı özeleştiri ve hesap vermektir.

Vekilleri, asıllarından daha itibarlı, hitap şekli bile "sayın vekilim" oluyor. Çünkü o vekiller, hele iktidar partisinde ise maddi çıkar dağıtma, sağlama acentası oluyor. Oysa "agency-vekalet-görevlendirme" tanımının karşılığı bu değil. Böyle bir düzende güvenden söz edilebilir mi?

Nedir bu güven duygusu? Konfüçyüs İsa'dan 550 yıl önce Çin'de doğmuş bir filozof. Düşünceleri, uygulamaları Çin, Kore, Japonya ve diğer doğu Asya ülkelerine "analekt"ler yoluyla taşınmış ve o ülkelerde hâlâ birey davranışlarının esas belirleyicisi. Bu anlayışın temelinde güvenle birlikte saygı vardır. F. Fukuyama bu bağlamda toplumu şu gruplara ayırıyor: Yönetici; baba-oğul; eş; ağabey-kardeş; arkadaşlar.[1] Bireylerin tercihleri, karar verme şekli bu gruplar içinde oluşuyor ve grubun üyeleri buna uyuyor.

Bu süreç Türkiye'de geleneksel aile yapısı için de geçerli. Babanın, aile büyüğünün tercihi, kararı tartışılmaz. Aynı özellik mahalleler için de geçerlidir. Mahalle baskısının arkasında bu vardır. Ancak, Konfüçyüs felsefesinin bir başka öğretisi, ilkesi, özeleştiri ve yaptığının hesabını vermektir. Bu ilke Mao döneminde yaygın bir şekilde uygulanmıştır. Türkiye'de bu kural hiçbir zaman geçerli olmamıştır. Aile büyüğünün buyrukları adeta vahiy gibi kabul edilmiştir. Bugün devlet başkanı kendisi için bu ayrıcalığı tanımlamıştır.

20 yıldır yaşadığımız sorunların temelinde bu, yani güven zafiyeti........

© T24


Get it on Google Play