Neden ille de deniz?
Diğer
30 Temmuz 2025
Hikâye bu ya, meleği bir gün İsviçre Alplerinde kara kara ufka bakan bir köylüye rastlar ve ona ne dilediğini sorar. Köylü “bir öküzüm, bir de ineğim olsa, onlara baksam, ineğin sütüyle beslenirim, onunla peynir yapar, para kazanırım” der. Dileği kabul olunur.
Bir zaman sonra melek yine aynı dolaylarda dolaşırken bir çadır, tente, masa ve iki iskemle görür, dinlenmek için oturur. Üzerinde önlüğü ile köylü çıkagelir ve konuğa ne istediğini sorar, o da bir bardak soğuk süt olsa der.
Köylü hemen temiz bir bardağın içinde soğuk sütü getirir ve meleğe sunar. Makbuz gelir, 1.10 CHF, melek bu 10 santim nedir diye sorar, servis ücretidir. İsviçre’de paranızı bankaya yatırdığınız zaman faiz ödemesi almaz, onun yerine bankaya paranızı sizin adınıza sakladıkları için ücret edersiniz. Hizmet kutsaldır ve hiçbir zaman bedava değildir.
Denizden 373 m yükseklikte Cenevre’ye 162 km uzaklıkta, Alplerde birçok kayak merkezi arasında 1.500-2.000 m yükseklikte Verbier köyü 1960’lı yıllarda başlayarak kayak sporu yapanların tercih ettiği bir yer olmuş. 1994 yılında karlı, buzul dağlarının ortasında, müzik severlere hitap etmek ve genç müzisyenleri çekmek için Verbier Academy kurulmuş. 1991 ‘de Akademiyi kuran İsveçli ve sanatçı çevrelerde yetişmiş bir iş adamı, Martin T-Engstrom, en önemli hayali klasik müzik festivali organize etmek olmuş.
Karşılaştırma yapmak için İstanbul Müzik ve Sanat Festivali fikri, kurucu Nejat Eczacıbaşı 1960’lı yıllarda Almanya’da okurken doğuyor ve sekiz yıl sonra 1972 yılı temmuz ayında İstanbul’da düzenlenen basın toplantısında açıklanıyor.
T-Engstrom, Nejat Bey gibi güçlü bir sanayici değil, ama onun gibi heybetli bir kişi ve böyle bir festival düzenlemek hayali çok üçlü ve yaşadığı yer doğru. Belki de bu hayali desteklemek, çevresini zenginleştirmek için ünlü soprano Barbara Hendricks’le evleniyor, böylece sanatçı dünyasıyla yakın ilişki kuruyor. Buna ek olarak özellikle Avrupa’nın önemli sanayiciler, şirket başkanları hem Engstrom’ün arkadaşları hem de dağda böyle bir faaliyet düzenlenmesine gönül verenler.
Nitekim İngiliz perakende zinciri Tesco’nun ortaklarından olan arkadaşım John Porter da bunlar arasındaydı. John’un Londra’da, Ortadoğu’da, Çin’de sağlık yatırımları vardı, sabah Verbier’den “chalet”sinden arabasıyla yola çıkıp Londra’da toplantıya katılıp akşam geri döner, bazen diğer ülkelere giderdi.
İKSV’den 55 yıl sonra Verbier Academy kuruluyor ve her yıl Temmuz-Ağustos aylarında 3 hafta süreyle klasik müzik festivali düzenleniyor. Akademinin bu faaliyete katkısı önemli. Bu sayede ve Engstrom’un ilişkileriyle ünlü sanatçılar, piyanistler, kemancılar flütçüler, obuacılar genç ve gelecek vaad eden yıldızlara için “masterclass” düzenliyor. Önemli müzisyenler buraya gelip hem birbiriyle buluşuyor hem soluklanıyor, hem de “ustalık dersleri” (master class) üzerinden, gelecek vaad eden genç müzisyenlere bu dağ köyünün bir “dead end” olduğunu söylüyor.
Bu ifade Brahms da, Mozart ve diğer ünlü bestecilerin eserlerini verdikleri dönemde Avrupa’da rastlandığı gibi sıkıntılı bir çıkmaz yol değil. Acaba Almanya da Avusturya da yaşadıkları dönemlerde, kendi ruh aleminde böyle bir “dead end”le karşılaşınca mı ünlü bestelerini yaptılar acaba? Verbier, bilakis üstatlarıyla, genç müzisyenlerle ve bizim gibi bu işin acemisi olup, yeni yorumları dinlemek isteyenlerle karşılaşacakları bir kavşak.
Grand St.Bernard geçidinde ki Alplerde çeşitli kayak merkezlerinde klasik müzik festivali düzenleniyor. Verbier’nin dağ köyü ekim, kasım ayları başlayan kayakla yetinmiyor, yaz mevsiminde bunu Verbier Academy’nin klasik müzik festivaliyle zenginleştiriyor. Yılbaşı’nda ve fırsat oldukça Lozan’da Verbier grubunu bir araya getirmek için vesileler yaratırlar. Hatta iki yıl öncesine kadar festivalden sonra köy boşalınca konkurhipik düzenlenirdi.
Bütün bunların yolunu açan, Avrupalının yaz aylarında deniz kadar dağla da ilgilenmesi. Verbier’de Avrupa’nın her köşesinden gelen müzik meraklıları, Bagnes vadisi üzerinden Grand Combin ve diğer doruklara ulaşan yolların üzerinde,........
© T24
