menu_open
Columnists Actual . Favourites . Archive
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close
Aa Aa Aa
- A +

Loqum - qurabiye - sherbet

17 1
19.06.2024

Diğer

19 Haziran 2024

Coffee-house, restaurant, coca-cola, burgerking, fresh ve diğerleri dünya pek çok ülkede yerleşik, bazıları patent koruması altında kelimeler. Benzerlerini Türkiye'de yerel isimlerle üretip pazarlama girişimi başarılı olmadı. Çünkü bu isimler aynı zamanda patent koruması altında markayı, kaliteyi ifade ediyor.

Şehrin bazı bölgelerinde bu kelimeler hakim, diğer mahalleler ise tamamen Arapça kelimelerin işgalinde. Bu neyin göstergesi, Türkçeye, Türk'e karşı nefret mi? Öyleyse ona Osmanlı'dan beri alışığız. Erdoğan tutkusunun bir göstergesi mi? Erdoğan Türk olduğuna göre bu nasıl yorumlanmalı?

Londra'da Somalili taksi şoförleri Erdoğan diyor başka bir şey demiyor. Çünkü Erdoğan onlara önemli mali ve ayni yardım yapıyor; kaynak, Türkiye hazinesi, yani ödediğimiz vergiler.

Kuzenim bir hastanede tedavide, her yer Suriyeli, Somalili, Sudanlı diyor; Fatih'e yıllardır gitmedim, bilmem Türkçe konuşan eczane, bakkal bulabilir miyim!

Bazı harfleri yutarak veya yayarak konuşmak özellikle gençlerimizin ve genç kadınların vazgeçemedikleri adeta toplumda "sınıf atlamak" için başvurdukları alışkanlık ve bu son yıllara has değil. Gençlik doğru Türkçe konuşmaktan hoşlanmıyor. Kendisini farklılaştırmak için İngilizce kelimeleri kullanıyor, üstelik onları da bilmiyor, beceremiyor.

Hindistan'da ilkokullarda satranç eğitimi veriliyor. Hoş ülkede Nehru zamanından beri 27 adet teknoloji enstitüsü çalışıyor. En önemli finans kuruluşlarının, teknoloji şirketlerinin başında Hintliler, Çinliler var.

İngiltere başbakanı bir Hintli, Ali Kemal'in torunu Borris Johnson başbakanlığı eline yüzüne bulaştırınca göreve geldi. Johnson pandemi sırasında tüm İngiltere evine kapalıyken, başbakanlıkta parti vermişti.

Hep deriz ya, hayatta kalmamız mucize, bir kişisel örnek daha.

Eşimle 3 Haziran akşamı anlı şanlı, çiçeği burnunda AKM2de konsere giderken asansörün kayar kapısı giyotin gibi üstüne kapandı ve eşim yere kapaklandı. Sonuç, 12 numaralı ve vücudun tüm yükünü taşıyan 12'inci omurga kemiği kırıldı, çöktü. Eşim yaşamını yitirebilirdi, felç olabilirdi. Mucize oldu, Profesör Azmi Hamzaoğlu İstanbul'daydı. Her zaman can dostumuz olan Dr. Murat Görgülü ve Maçka Emar üzerinden hocaya ulaştık. Azmi Hoca hemen müdahale etti. Onun kutsanmış elleri ve Florence Nightingale ekibinin titizliği sayesinde eşimin canı kurtuldu.

Olayı CİMER'e taşıdık, iki gün sonra yanıt geldi: "Asansörlerin bakımını yapan falan şirketle görüşüldü, teknik bir sorun görülmedi. Buna karşın sistemin yavaşlatılması yoluna gidildi." Konu AKM'nin bağlı olduğu Kültür Bakanlığına iletildi, üzüntü ve geçmiş olsun mesajı geldi. Yeterli miydi? Bakanlığın AKM'de yeri yerinden oynatması gerekmez miydi? Her gün binlerce insan kullanıyor bu asansörleri.

Acaba asansör sisteminde neyi incelediler? Sensorlar çalışıyor muydu? Değişik katlardaki çağrı sistemi gerekli, yeterli ihtiyat sınırları içinde mi çalışıyordu, yeterli miydi? Böyle sistemlerin doğru çalışması için daha kaç kişinin omurgasının kırılması, felç olması, yaşamını yitirmesi gerekecek?

Yolda yürürken başımıza kiremit de düşebilir. İki yıl oluyor, birçok doktor muayenehanesinin, bir hastanenin bulunduğu Fulya'da yürürken, normal yüksekliğin (17 cm) üstündeki, herhalde 25-30 cm, kaldırıma takıldım, yere kapaklandım, alnım patladı. Hastane, bilmem kaç dikiş. İki ay önce yine Fulya'da düz yolda yürürken betonun dışına çıkmış demirlere takılıp yine kapaklandım, 6 dikiş.

Diyeceksiniz ki, sen yaşlanmışsın, evden dışarı çıkma. Diyeceğim ki, benim dikkatim de, reflekslerim de mükemmel, asıl işini terk etmesi gerekenler, yolları düzenlemesi gereken Şişli Belediyesi yetkilileri ve benzerleri. Her yer perişanlık. İş yerlerine kaldırım işgal izni vermekten, veya işgale göz yummaktan başka bir şey yapmıyorlar.

Nişantaşı, Osmanbey, Şişli esnafı Arap turistler sayesinde yıllardır büyük vurgun yapıyor. Hiç akıllarına gelmiyor ekmek kazandıkları yolları onartmak. Sağlığın, yol düzenlemesinin ne önemi var! Sanki onlar da müşterileri gibi çölde yaşıyorlar. Nasıl olsa gelir vergisi de ödemiyorlar. Oysa müşterilerinin geldiği ülkelerde alt yapı düzgün, neden mi, çünkü orada teknik ekipler, danışmanlar bir batı ülkesinden geliyor. Onların maliyetini karşılayacak gelirleri var ve o teknik ekipler "hesap veriyor".

Müşteri bu duruma alışık, kendi ülkesinde de devlet hasım, vergi ödemek haram, onun........

© T24


Get it on Google Play