menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bu daha bir şey değil

13 3
12.02.2025

Diğer

12 Şubat 2025

Her ulusal ekonomi iniş çıkışlar yaşar. Olağan koşullarda fiyat mekanizması dengenin yeniden oluşmasını sağlar. Uzun aralıklarla gelen büyük dalgalanmalar, ki bunların isim babası 1892-1938 yılları arasında yaşamış olan Rus iktisatçı Nikolai D. Kondratieff olmuştur, 30-40 yıl kadar sürebilir. Bunların nedenleri arasında teknolojideki değişiklikler, nüfus hareketleri, doğal olaylar olabilir.

Bu ikisi arasında ulusal hükümetlerin ekonomi politikası yönetim becerisine bağlı olarak dengesizlikler olur. Türkiye bu tür dengesizlikleri 1950 yılından beri yaşamaktadır. Bugün içinde bulunduğumuz hiper enflasyon, 1980’de başlatılan liberalleşmenin, politikasız, kontrolsüz dışa açılmanın getirdiği, konvertibilitenin doğru yönetilmemesinin sonucudur. Son yaşadığımız, “ekonomi politikası yerine kulaktan dolma ve ev yapımı-kendinden menkul- iktisat bilgisi ve servet aktarımı” amaçlı uygulamalar bugünü getirmiştir.

Enflasyon gelir dağılımının zaten bozuk olduğu Türkiye gibi ülkelerde sabit gelirlileri birkaç kademe daha aşağı itmekte, ahlaki çöküntüyü derinleştirmektedir. Kendi varlığının korunduğunu, hatta iktidara yakın olduğu için yükseldiğini zanneden birkaç yüz sermaye sahibi, aslında kendi kendini kandırmaktadır. Çünkü onlar özellikle inşaat sektöründen kazandıklarıyla zenginleşirken, gelişmiş dünyanın, çağın teknolojisini yaratan, uygulayan girişimcileri, Türkiye’deki ölçeğin, skalanın, çok üstünde düzeylere ulaşmıştır.

D. Trump’ın başkanlık yemin töreninde onun yanında sıralanan 4-5 iş adamının toplam varlığı birkaç trilyon dolardır. Bizim 85 milyon nüfusumuzla ulusal katma değerimiz ancak bir trilyon dolar civarında dolaşıyor.

Sorun yalnız varlık miktarıyla bitmiyor. Türk inşaat sektörünü bir kenara bırakalım, onlar ticaret konusu olan değer üretmiyorlar. Buna tek yaklaşan, yabancılara dövizle taşınmaz satmalarıdır. Elde ettikleri kazançları bugün dünya ekonomisinde adı geçen E. Musk, M. Son, J. Bezos gibi isimlerin faaliyet alanlarına benzer işlerde değerlendirmiyorlar. Değerlendiremezler, hem içerideki kısa vadeli kazançlar çok yüksek, hem de öyle yatırımlar farklı vizyon ve büyüklük gerektiriyor. Örneğin, Suudi Arabistan veliaht prensi M. S., Masayoshi Son’un kurduğu Softbank’e yüz milyar dolar yatırım yapmıştır.

Diğer Amerikan ve Rus oligarklardan, onların yaşamlarını nasıl yeniden düzenlediklerinden........

© T24