menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Masonluğun kısa tarihi:Selanik’ten Çırağan’a uzanan sızmanın anatomisi

31 0
19.10.2025

Remzi Sanver’in gözaltına alınmasından sonra dikkatler yeniden Masonluk üzerine çevrildi; ama asıl soru şu; Bu devlet ve millet, neden 200 yıl boyunca masonluk kelimesini duyunca tedirgin oluyor?

Remzi Sanver

Aslında cevap belli ne tarihte hiçbir Türk devleti ne de halk kapalı kapılar arkasında gizlenen hiçbir yapıyı sevmedi. Bu yüzden Haşhaşiler, Kadızadeler veya FETÖ gibi yapılar nefretten başka bir şey üretmedi.

Masonluk da gizliliğe ve saklanmaya dayanan yapısı nedeniyle her daim nefretin merkezinde yer aldı.

Masonluk nedir?

Masonluk topraklarımıza girdiğinden beri birçok tanımı yapılmıştır. Sözlükleri incelediğimizde Şemsettin Sami’nin tanımını hayretle okuduk. Büyük Türk sözlükçüsü ve adeta kelimelerin efendisi olarak tanımlayacağımız Şemsettin Sami hakkında cilt cilt kitaplar yazılmış Masonluğu sadece bir tek kelime ile tanımlamıştır: Dinsizlik.

Şemsettin Sami

Felsefe sözlüğüne göre ise Masonluk şudur: Din, millet farkı gözetmeden insanları erdemde birleştirmeyi amaçlayan hoşgörü cemiyeti.

Mason kelimesi köken itibariyle taş yontma ustası demektir. Bu ustalar Avrupa’daki ilk ve en güçlü lonca teşkilatını kuran sınıftır. Yani esasen Masonluk dinden önce ticari birlik olarak ortaya çıkmıştır. Ticaret ve din birleşerek siyaset üzerinde tahakküm kurmayı başaracaktı.

Avrupa’daki büyük cemiyet boşluklarını dolduran Masonluk, Lale Devri ile topraklarımıza girecekti. Masonlukla temas kuran ilk isimler Yirmisekiz Mehmed Çelebi, İbrahim Müteferrika ve Humbaracı Ahmed Paşa (Bonneval)’dir.

Yirmisekiz Mehmed Çelebi’nin teması gayet normaldi; çünkü Batı ile ilk ünsiyetimiz onun ile mümkün oldu.

İbrahim Müteferrika’nın Masonluğu bir Türk aydının ilk cürret ve teşebbüsü idi.

Humbaracı Ahmed Paşa (Bonneval) ise Müslüman olmadan önce zaten tanınan bir Mason idi.

Osmanlı’da modernleşmeyi........

© SuperHaber