menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Küresel Sistemin Sahibi ABD’ye İsyan, Beyaz Saray’a Kadar Uzandı

17 0
03.03.2025

2025 yılı 28 Şubat’ı küresel anlamda önemli hadiselerin yaşandığı bir gün olarak tarihe geçti.

Kurulduğundan beri ABD’nin kontrolü altındaki bir örgüt (PKK/KCK), sahibine bağlılığını kopardığını ilan ederken vassal devletlerden birisi(Ukrayna) de ABD başkanı tarafından uğradığı aşağılanmaya pabuç bırakmayarak kayıtsız şartsız teslim olmayı reddetti.

Yaşanan gelişmeler, küresel sistemin sahibi ABD’ye isyan sürecinin yeni başkaldırılarla devam edeceğini ve Amerika’nın dünyanın geri kalanından izole olduğu sürecin hızlanacağını göstermektedir.

PKK’nın feshi ve “Türkiye Modeli”

Tarihi olduğunu söylediğimiz olayların önce birincisinden başlayalım.

İmralı’ya giden DEM heyetinin PKK/KCK lideri Abdullah Öcalan’dan getirdiği mesajda Öcalan, “Kapitalist modernitenin son 200 yılı, (1000 yılı aşan tarihler boyunca var olan Türk-Kürt kardeşliğine dayalı) ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiştir. Etkilenen güçler, sınıf temelleriyle birlikte buna hizmeti esas bellemişlerdir” sözleriyle öz eleştiri yaparak Batının etkisi altında bulundurduğu PKK/KCK’nın Türkiye’yi parçalama stratejisinin bir parçası olarak görev yapmakta olduğunu açıkladı. Bu, lideri tarafından örgütünün gerçek rolünü ortaya koyan manidar bir tespitti.

Günümüzde Türk-Kürt tarihsel ilişkisinin çok kırılgan hale gelmesinde, yine kapitalist modernitenin etkisi altındaki Cumhuriyetin tek tipçi yorumunun rolüne vurgu yapan Öcalan, bunun tepki olarak Kürtler arasında aşırı milliyetçi bir savruluşa sebep olduğuna, ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümlerin gündeme gelmesine yol açtığına dikkat çekti.

Türkiye’de ifade özgürlüğünde sağlanan gelişmeler karşısında PKK’nin anlam yoksunluğuna ve aşırı tekrara düştüğüne işaret ederek örgütün ömrünü tamamladığını ve feshinin gerekli hale geldiğini vurguladı.

Abdullah Öcalan’ın “kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” çağrısına PKK'nın Yürütme Komitesi, “Öcalan'ın çağrısına bağlıyız ve şartlarına uyuyoruz” açıklamasıyla cevap vererek silah bıraktığını ilan etti.

Burada ömrünü tamamlayan ve münfesih hale gelen aslında kapitalist modernitenin kendisiydi.

Binlerce yıldır kendi kimlik ve kültürleri ile aynı topraklarda bir arada yaşayan halkları ayrıştıran, ulus devletteki hâkim etnik unsurun diğerleri üzerinde dönüştürücü baskısını meşru gören, asimile olmayı kabul etmeyenlere ise silah verip savaştırarak kendi ulus devletlerini kurmaya teşvik eden, mikro milliyetçiliklerin kutsandığı bir dönem sonlanmaktadır. Kandan beslenen kapitalist modernitenin sömürgeci düzeni deşifre olmuştur.

PKK liderinin, kendi örgütünün ideolojisini, tezlerini ve ilişkilerini sorgulayarak yaptığı öz eleştiri sonucunda; soğuk savaş döneminin ürünü olarak ortaya çıkan örgütün Batının Türkiye’yi parçalama hedefine hizmet ettiğine, ideolojik olarak anlam yoksunluğuna düşen örgütün silah bırakması ve feshedilmesi gerektiğine, Türkler ve Kürtler arasında kırılgan hale gelen ilişkilerin kardeşlik ruhuyla ve inançları da göz ardı etmeden demokratik uzlaşma ile yeniden düzenlenmesine yönelik çağrısı, “Türkiye Modeli” olarak diğer iç çatışmaların yaşandığı ülkeler için de bir çözüm modeli olabilecektir.

ABD’yi rezil eden görüşme

İkinci........

© Stratejik Düşünce Enstitüsü