menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

15 Temmuz’un 9’uncu Yıldönümünde PKK Silah Bırakırken FETÖ Siyasi Kaos Planlarına Devam Ediyor

6 0
tuesday

15 Temmuz 2016 FETÖ işgal girişiminin üzerinden 9 yıl geçti. FETÖ’nün kripto yapılanmasıyla, her türlü kurum ve sivil yapılara sızma ve yönlendirme kabiliyetiyle benzeri nadir görülen bir ihanet çetesi olduğu her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Örgüt çözüldükçe ve anlaşıldıkça 15 Temmuz kalkışmasının bastırılmasının değeri ve önemi herkes tarafından idrak ediliyor.

FETÖ bir kült hareketi değil bir istihbarat örgütüdür

20 Ekim 2024’te örgüt lideri Fethullah Gülen’in Pensilvanya da ölmesine rağmen örgütün çok fazla dağılmadan ihanet kumpaslarına devam etmesi, örgütün zannedildiği gibi lidere bağlı tipik bir “kült” yapılanması olmadığını, bunun ötesinde bir yapı olduğunu gözler önüne serdi. Kült yapılar (cultic structures) genellikle karizmatik bir lider figürü etrafında şekillenir ve yapının müntesipleri üzerinde mutlak otoriteye sahip olan lider örgütün varlık nedeni hâline gelir. Bu nedenle lider karizması üzerine inşa edilen yapı, onun ölümüyle anlamını yitirir. Bağlılar çözülür, grup dağılır.

Fethullah Gülen’in ölümüyle birlikte elbette heyecanını yitiren ve örgütle bağını koparanlar da olmuştur. Ancak, gerek yurt içinde gerekse Amerika ve Avrupa’da yaşayan örgüt mensupları sağcı, solcu, Kemalist, Türkçü, İslamcı, liberal, marijinal pek çok kripto kimlikle siyasi partiler, medya ve sivil toplum kuruluşlarının içerisinde faaliyet göstermeye devam ediyor, sosyal medyayı ciddi şekilde kontrol altında tutarak Türkiye’yi her istikrarsızlaştırıcı hareketin arka planında yer alıyorlar.

FETÖ’nün Türkiye ve Türk devletine yönelik düşmanlıkları, ülkeyi tökezletme hırsları bitmek bilmiyor. 15 Temmuz’da parmaklarının ucunda gördükleri devletin sahibi olma arzularının umulmadık şekilde söndürülmesini bir türlü hazmedemediler. Bu devletten intikam alma uğruna işbirliği yapmayacakları hiçbir düşman yok.

Elbette ki asıl sahipleri ABD/NATO’ydu ve bunların hep arkasında durdu, hainlikleri resmen tescillenenleri bile Türkiye’ye teslim etmeye yanaşmadılar. 1 Mart 2003 Tezkeresinin reddedilmesi ile kendi bağımsızlık yolunda yürüyen Yeni Türkiye’yi durdurma ve buna yön veren kadroları yok etme görevi bunlar tarafından........

© Stratejik Düşünce Enstitüsü