Müslüman Gençliği Olarak Nasıl Stratejik Düşünebiliriz?
Asıl sorumuza geçmeden evvel, stratejik düşünmenin ne olduğunu açıklamak yerinde olacaktır. Akademik alanda strateji ve stratejik düşünmenin ne olduğu konusunda farklı önermeler öne sürülmüştür. Önde gelen teorisyenlerin tanımlarından hareketle, stratejik düşünceyi şöyle tanımlamak mümkündür:
“Stratejik düşünmek, bireylerin veya kurumların uzun vadeli amaçlara ulaşmak için mevcut iç ve dış çevresel koşulları bütüncül bir şekilde analiz ederek, kaynaklarını etkin biçimde konumlandırdığı; belirsizlikler karşısında esnek, yaratıcı ve öngörülü kararlar alabildiği zihinsel bir süreçtir.”
Sathî bir bakışla bu tanıma nazar ettiğimizde, bize önemli bir kılavuz sunduğunu söyleyebiliriz. Başka bir ifadeyle, farklı koşullarda amaca ulaşmanın nasıllığı konusunda bizlere önemli hareket noktaları sunmaktadır. Ancak, özellikle Aydınlanma sonrasında tüm olguların mânevî boyutu göz ardı edilerek sadece maddî boyuta hasredildiği gibi, stratejik düşünme de dar bir alana hapsolmuş durumdadır. Zira bu çağda, tüm bu olgu ve önermeleri ortaya koyan zihinlerin mânâ ile bağı kopmuş, bizatihi madde ile sınırlı hâle gelmiştir. Madde ile sınırlı bu zihin, sadece bu dünyayı dikkate alarak düşünce ürettiğinden, Müslümana gerekli olan dünya-ahiret salahını gerçekleştiremez. Üstelik maddî âlemdeki salahın, mânâ âlemindeki yüksek gayelere bağlı olarak gerçekleştiğini göz ardı etmesinden ötürü, maddî âlemdeki gayeleri de hakkıyla idrak........
© Stratejik Düşünce Enstitüsü
