Mücadele Örneği: Dr. Ahmed Mehanna
İnsanlık ciddi bir baskı, ciddi bir sıkışmışlık içinde debelenmektedir. Küresel çapta bir ‘mahpusluk’ duygusu artık bir vakıa. Dünyayı ciddi ciddi delilerin yönettiği, bir takım ‘elitlerin’ çıkarları adına dünyayı ve insanlığı yıkıma sürüklediği fikri artık bir ‘komplo teorisi’ olmanın çok ötesinde. Şehirler ve ülkeler, gelişen yapay zekâ teknolojileriyle artık tamamen kontrol edilen dev hapishanelere dönüştürülüyor. İnsanlığın biriktirdiği ne kadar değer varsa hepsi anlamsızlaşıyor. Bütün bu can sıkıcı gelişmelere iki yıldan beri sürmekte olan Gazze soykırımının yarattığı ağır irtifa kaybı ekleniyor. Kanlı çocuk cesetleri, çaresiz babalar, bütün kutsiyetleri çalınmış ölü kadınlar, gerçek birer sürek avında zalimler tarafından avlanan insanlar...
Gazze’de insan yeniden yaratılıyor adeta. Anne yeniden var ediliyor. Çocuk masumiyeti acı biçimde yeniden anımsanıyor. Ve adamlık, düşmüşe el atma, yoksuna yardım etme, vurulana, yaralıya koşma. Gazze’de adamlık yeniden doğuyor. Yanı başında çocuk doğransa dönüp bakma diye tembihlenen insanın karşısında, canı pahasına yardıma koşan, adanan, ailesini, şehrini, ülkesini, insanlığı kurtarmak için ölüme koşan adamlık. Zalimlerin 2 yıldan beri alt edemediği işte bu adanmadır.
Gazze’de hemen her meslekten insanın soyunduğu bu muazzam adanmışlığın başında doktorlar gelmektedir şüphesiz. Her biri birer efsaneye dönüşen Dr. Adnan El- Bursh, Dr. Ömer Ferwana, Dr. Süfyan Tayeh ve adları buraya sığmaz 1400’ü[1] aşkın insanlığın yüz akı adanmış sağlık çalışanı. Bu yazıda o muazzam adamlardan birinin, Dr. Ahmed Mehanna’nın anısına saygıyla yaşamından kısa kesitler sunulmaktadır. Umulur ki gittikçe daralan, sıkışan dünyamıza ‘insan olmaya’ ve ‘insan kalmaya’ dair bir ilham olur.
Dr. Ahmed Mehanna, 19 Ağustos 1974'te Gazze’de doğdu. Gazze toplumunun çoğunluğu gibi Ahmed de fakir bir mülteci ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Altı kardeşin en büyüğü olarak çocuk olma şansı olmadı ve her zaman sorumlulukları oldu. Gazze’nin Al-Rimal Al-Shamali mahallesinde bir yandan ailesine destek olurken bir yandan eğitimine devam etti. İlköğrenimini Deir Latin Okulu'nda, hazırlık eğitimini Salah Al-Din Okulu'nda ve ortaöğrenimini Filistin Okulu'nda tamamladı.
Lise yılları, eğitim sürecini ciddi şekilde etkileyen Birinci İntifada’ya denk geldi. Ailesi, Filistin'deki siyasi durum ve babasının işi üzerindeki etkileri sonucu maddi zorluklarla karşı karşıya kaldı. Ancak ailesi eğitimine devam etmesi konusunda ısrarcıydı. Zorluklara rağmen Ahmed, iyi bir akademik başarı elde etti. Üniversite hayatı, yüksek maliyetleri nedeniyle daha da zordu. Annesi onu hep bir doktor olarak hayal ediyordu. Aile bu hayalin gerçek olması için gerçekten şartları zorladı ve Ahmed nice fedakarlıkların ardından, Rusya'da Saint Petersburg Üniversitesi'ne kaydoldu. Oldukça başarılı bir eğitim hayatının ardından onur derecesiyle mezun oldu.
Gazze'ye döndükten sonra, Şifa Hastanesi'nde hekim olarak kariyerine başladı. Ancak, daha görevinin ilk yılında babası vefat etti ve bu durum Ahmed’ın sorumluluklarını daha da ağırlaştırdı; artık ailesinin tek geçim kaynağı olmuştu, 6 çocuklu ailenin bakımı, çocukların eğitimi, daha sonra evliliklerine kadar uzun süre sorumluluk........
© Stratejik Düşünce Enstitüsü
