Bayrampaşa
1 Ocak 2005... Paramızdan altı sıfır atıldı, hokus pokus olmuştu, Türk Lirası’ndan Yeni Türk Lirası’na geçildi, asrın liderimiz gururla izah etti, “paramıza itibar kazandıracağımıza söz vermiştik, alınterimizin semeresi ortaya çıktı” dedi, sonra da paramıza kazandırdığı itibarı izah etti, “paramızın değeri neredeeen nereye geldi, eskiden tuvalete bir milyon liraya gidiliyordu be, şimdi artık bir liraya gidiliyor, biz işte buyuz” dedi, ayakta alkışlandı.
★
1 Ocak 2009... Yeni ibaresi kaldırıldı, paramızın resmi adı yine Türk Lirası oldu, abra kadabra olmuştu, asrın liderimiz yine gururla izah etti, “hamdolsun paramızın değer kazanmasından iftihar ediyorum” dedi, madeni paralarımız güncellendi, 1 kuruş, 5 kuruş, 10 kuruş, 25 kuruş, 50 kuruş, ve 1 liralık madeni paralar piyasaya sürüldü.
★
Evet, sadece 16 yıl önce, 1 kuruşun bile alım gücü vardı.
Semt pazarlarında sebze meyve alışverişi kuruşla yapılıyordu, mesela limonun kilosu 30 kuruştu, domatesin kilosu 40 kuruştu, marul 20 kuruştu, bir yumurta 12 kuruştu.
Ekmek 50 kuruştu.
Marketler de öyleydi, etiketlerin tamamı kuruşluydu.
Kağıt para bile versen, illa ki küsuratı olurdu, kuruş kuruş para üstü alınırdı.
★
Eşzamanlı olarak bir hokus pokus daha yapıldı, Merkez Bankası yarışma açtı, Türk Lirası’na simge icat edildi, asrın liderimiz yine gururla izah etti, “paramızın artık tıpkı dolar gibi, tıpkı Euro gibi simgesi var, simgemizin çıpaya benzemesi, paramızın güvenli bir liman olduğunu vurguluyor” dedi, “paramızın artık haysiyeti var” dedi, “paramız,........© Sözcü
