menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Biz üretmezsek Türkiye aç kalır!

42 10
28.09.2025

Necati DOĞRU

Otoyolda boydan boya uzanan Marmara Denizi’ni geçtik. Gebze’den başlayıp İzmit Körfezi’nde Kirazlıyalı’ya dönünce fabrikalar, fabrikalar, fabrikalar birbiri sıra başladı.

Üretimin kalbindeydik.

★★★

Anadolu Otoyolu’nun bu noktasında trafikte TIR’lar, tankerler, kamyonlar çoğunluktaydı; hammadde taşıyor, burada fabrikalarda işçi emeği-alın teri ile hayat bulmuş sanayi ürünlerini yükleyip Türkiye’nin her noktasına, bir bölümünü de yurt dışına ihracata götürüyorlardı.

★★★

Trafik aniden durdu.

Bir TIR’ın üzerine bindirilmiş vinç, alt geçidi tıkamıştı. TIR’ın şoförü, taşıdığı yükün boyu ile alt geçidin yüksekliğini hesaplayamamış, girmiş çıkamıyordu.

İleri gidemiyor.

Geri de gelemiyordu.

★★★

Onları görmek, konuşmak, dinlemek istediğim işçiler, “alt geçitte sıkışmış ne ileri giden ne geri çıkabilen TIR üstündeki vinç durumuna” düşürülmüşlerdi.

Grev 86’ncı günündeydi.

★★★

Üretim durmuş, fabrika çalışmıyor, baca tütmüyor, “işçilerin ücretlerini artırmak için başvurdukları anayasal hakları grevin etkisi” gözden, gönülden, destekten uzak tutulmak, sanki unutturulmak isteniyordu.

★★★

Petrol İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Nesimi Yetişoğlu ile sözleşmiş, fabrika avlusunda, grev çadırı önünde işçilerle konuşmayı kararlaştırmıştık.

Gün geldi.

Buluştuk.

Nesimi Yetişoğlu, Necati Doğru’ya anlattı.

★★★

Hiçbir yüksekliğe sığdırılamayacak, unutulmayacak, unutturulamayacak, vazgeçilmeyecek bir gerçeği grev çadırının önüne bir beyaz bez üzerine büyük harflerle yazıp asmışlardı.

“GÜBRETAŞ VATANDIR”

★★★

GÜBRETAŞ, toprağın kanı ve canı olan gübreyi üretmek için Türkiye’de ilk kurulan fabrikaydı. Türkiye’de tarlaların, bahçelerin, bostanların, seraların tarımda ileri adım atmasının ilk kapısı bu fabrikaydı. 1950’lı yıllarda buğday, arpa, nohut, mercimek, şeker pancarı, pamuk, meyve üretimini sadece “hayvan gübresi ile artırmak” artık Türkiye’yi taşıyamıyordu.

GÜBRETAŞ kurulmalıydı.

1952’de kuruldu.

1954’te üretim başladı.

GÜBRETAŞ VATAN oldu.

Tarımda verim arttı.

Türkiye aç kalmadı.

★★★

Gübre Fabrikaları Türk Anonim Şirketi (GÜBRETAŞ) kuruluşuna devlet öncülük etti. Türkiye Ziraat Bankası, Türkiye Şeker Fabrikaları, Türkiye Zirai Donatım Kurumu, Sümerbank kurucu oldular. O yıllarda tarım, ülke nüfusunun yüzde 80’inin geçim kaynağıydı. Ankara Ziraat Fakültesi’nin hocaları da “gübre olmadan üretim artmaz“ görüşünü dile getirdiler. GÜBRETAŞ, Türkiye’nin gübre açığını kapatmak, tarımsal verimi artırmak için ilk yol gösterici oldu. İlk üretim yıllarında köylüler; “bu beyaz taş tozunu tarlaya atınca buğdaya-arpaya-pancara ne faydası olacak” diye şüpheyle karşıladılar. GÜBRETAŞ’ın mühendisleri bizzat köylere dağılarak “gübrenin tarlada yarattığı verim........

© Sözcü