Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Ümit Özdağ, tutuklu bulunduğu cezaevinden ‘Silivri Toplama Kampı’ diye bahsediyor. Tutuklu gençlerin derhal serbest bırakılmasını istiyor, onları Türkiye için bir şans görüyor, “Çünkü hakkı ve hukuku savunuyorlar” diyor. Özdağ’ın bir de uyarısı var: Düşman ceza hukuku uygulamaları son bulmadıkça toplumsal, ekonomik ve siyasal huzur mümkün değil. Basını susturabilirsiniz, TV’leri kapatabilirsiniz, sonra bir bakmışsınız muhalefet tutuklu; iktidar, infaz memuru ve ülke de zindana dönmüş.

- Silivri günleriniz nasıl geçiyor?

Hapishaneler bir hukuki, siyasi ve sosyal gereklilik. Tarih içinde Bastille gibi rejim sembolü olmuş ve rejimin yıkılışının başladığı hapishaneler de var. Fransız devrimi, Bastille baskını ile başlar. Türk tarihinde İstanbul’un da meşhur hapishaneleri vardır. Yedikule zindanları Osmanlı tarihinde önemli bir yere sahiptir. Sonra Sağmalcılar akla gelir. Ankara’da ise Ulucanlar ve Mamak. Ak Parti iktidarının sembolü ise Silivri Cezaevi olmuştur.

Aslında diğerlerine göre daha modern bir cezaevi olarak inşa edilmiş olsa da ilk olarak Ergenekon gibi Türk devletine ve ordusuna kurulan büyük bir tuzağın ve kurulduğu günden itibaren bugüne kadar da adaletin değil adaletsizliğin sembolü oldu.

ÇATIŞMAYA NEDEN OLUR

İdari yönden değerlendirildiğinde profesyonel ve eğitimli kadro tarafından yönetilen bir cezaevi olmakla birlikte bugün Silivri toplama merkezi olarak olması gereken değil, olmaması gereken isimlerle dolu olduğu için, benim gibi, Ekrem İmamoğlu gibi, Can Atalay gibi, Osman Kavala gibi aynı olumsuz imajını sürdürmektedir.

- “Toplumsal yüksek tansiyon bütün vücudu tahrip eder” diyorsunuz. Açar mısınız?

Yüksek tansiyon bütün vücuda, bütün organlara zarar verir. Düşürmezseniz çok yükselir ve öldürür. Toplumsal yüksek tansiyon ise hem muhalefeti hem iktidarı olumsuz etkiler. İktidar devlet güçleri ile baskıyı arttırdıkça muhalefetin de direnci artar.........

© Sözcü