Saniyeler bir ömür demektir
Geçen ocaktı. Yeni yıl henüz başlamıştı.
Tokyo sabahı her zamanki gibi telaşlıydı.
Saat 07.58’de, 12 yaşındaki Aiko okul çantasını hazırlarken, telefonundan gelen kısa bir titreşimle irkildi.
Ekranda yazıyordu:
“Deprem erken uyarısı: Yaklaşan güçlü sarsıntı. 15 saniye içinde hissedilecek.”
★★★
Tokyo’da bu uyarılar artık hayatın parçasıydı.
Japonya, yılda ortalama 1500 deprem yaşayan bir ülkeydi.
Ama bu kez, 7.4 büyüklüğünde bir sarsıntı yaklaşıyordu.
Elektrik şirketleri, gaz tesisatları ve raylı sistemler saniyeler içinde güvenlik moduna geçti.
★★★
Aiko da eğitilmişti. Duvardan uzaklaşıp ağır bir mobilyanın yanına çömeldi.
Tokyo Electric Power elektrik akımını otomatik kesmişti.
Tokyo Gas’ın deprem sensörleri gazı durdurmuştu.
Şehirdeki asansörler otomatik açıldı; trenler, Shinkansen (hızlı tren) dahil, otomatik fren yaparak raylarda durdu.
★★★
Sarsıntı başladığında, evin eşyaları sallandı ama büyük mobilyalar yerinden oynamadı.
Çünkü Japon evlerinde büyük nesneler yasalar gereği duvara sabitleniyordu.
Evler sallanıyor, esniyor ama kırılmıyordu.
Önce küçük sonra düzensiz dalga gibi çarpan büyük titreşimler kapladı her yeri.
Sarsıntı durunca Aiko’nun telefonuna yeni bir bildirim geldi: “Tsunami riski var. Sahilden uzak durun. Yüksek yerlere çıkın.”
★★★
Aiko, ailesiyle birlikte daha önceden belirlenen geçici toplanma alanına yürüdü.
Bu, mahallenin küçük parkıydı.
Durum kötüleşirse, daha........
© Sözcü
