Boğaziçi’nde pirpirim çorbası
Boğaziçi Üniversitesi’nin ruhu, sadece sınıflarda ya da laboratuvarlarda değildi.
O ruhun bir evi vardı: Kennedy Lodge.
Kuruluşu 1891... Kırmızı çatılı, boğaz manzaralı, o eski Amerikan mimarisiyle inşa edilmiş taş yapı.
A la carte menüden yemeklerin yendiği, bizim öğrenciler olarak ancak uzaktan bakabildiğimiz ama hocaların bir araya gelip bilimsel meseleleri tartıştığı akademik bir kulüp.
Boğaziçi’nin kalbiydi orası. İçeri giremezdik belki ama ne anlama geldiğini bilirdik: Gelenekti, özgünlüktü, evrensellikti.
Geçtiğimiz yıl gelen bir e-posta her şeyi özetledi aslında:
“Kennedy Lodge’ta Ağrı Yöresel Lezzetler Günü!..”
★★★
O andan itibaren her şey hızla çözülmeye başladı zihnimde.
Ayranaşı çorbası, sütlü patates, hanım göbeği, kete... Bayburt günlerinde tavuklu tirit.
Malatya günlerinde pirpirim çorbası, geleli kebap. Amasya günleri, toyga çorbası...
Akademik kulüp gitmiş, yerini halk eğitim merkezi almıştı.
Bilgi yerini folklora, entelektüel tartışma yerini yöresel ikrama bırakmıştı.
★★★
O Kennedy Lodge ki bir zamanlar hocaların makalelerini tartıştığı, doktora tezlerinin doğduğu bir yerdi.
Şimdi ise sanki bir belediye kültür merkezinde sırayla Anadolu’nun yemek haritası........
© Sözcü
