menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bekir’siz beş yıl...

191 11
18.10.2025

Sevgili okurlarım, gerçek bir dostumu yitirmiş olmanın hüznüyle birlikte acısını da bir kez daha anlatmaya çalışayım. Benim can dostum Bekir Coşkun’u beş yıl önce bugün 18 Ekim 2020 günü yitirmiştik. Onun aylar süren hastalık olayını baştan sona izlemiştim..

Çekmekte olduğu sıkıntıları en baştan en sona kadar neredeyse günü gününe ben de yaşadım.

Amacım her zaman ona moral vermekti ama olmuyordu ki...

Yazı yazamaz hale gelmişti. Hep söylüyordum “Bekir yaz, ne yazarsan yaz. Bak herkes senin yazılarını bekliyor...”

Yanıt hep aynı oluyordu:

“Halsizim, yorgunum. Yazı yazacak durumda değilim. Yazmak için kafayı toparlayacaksın. Bunu yapamıyorum ki... Dayanılmaz ağrılar çekiyorum, sabaha kadar uyutmuyor. Adım atacak halim yok. Giderek güçsüzleşiyorum. Felç oldum galiba, ellerim ayaklarım tutmuyor. Parmaklarımda bilgisayarın tuşuna basacak güç bile kalmadı. İşin sonuna geliyoruz galiba.”

Sigara onun vazgeçilmeziydi. Sevgili eşi Andree’nin baskısıyla sigarayı kaçak içmeye başlamıştı. Gazeteye her uğradığında benden sigara isterdi. Versem bir türlü vermesem bir türlü! Verirdim...

“Başka vermem haa, bu son sigara!..”

O yine birini söndürüp ötekini yakardı. Karşılıklı tüttürürdük.

★★★

Bekir benim can yoldaşım, can arkadaşımdı. Gerek Hürriyet ve gerekse Sözcü’de uzun yıllar boyunca odalarımız yan yana idi. Duvar komşusu olmuştuk.

Nice acı ve tatlı olayları hep birlikte yaşadık, paylaştık, güldük, üzüldük, sinirlendik.

Onun yazılarını her gün düzenli okur ve okuduktan sonra kendi kendime hayıflanırdım... “Keşke bu konu benim aklıma gelseydi de ben yazmış olsaydım.”

Benimki olumlu anlamda tatlı bir kıskançlıktı.

Aramızdaki hoş sohbetler hiç........

© Sözcü