Derin millet
Geçen sabah bir yandan beden eğitimi yapıyor diğer yandan bir televizyon kanalını radyodan dinliyordum. Yani ses var, görüntü yoktu. Bir hanım gazeteci, milletin derdine tercüman olmak için pazar yerinde vatandaşlarla röportaj yapıyor. Konu, hayat pahalılığı. Herkes özellikle meyve fiyatlarının yüksekliğinden yakınıyor. Gerçekten bu yıl iklim şartları yüzünden bir meyve kıtlığı yaşanıyor. Bunu, bahçemizdeki meyve ağaçlarının verim düşüklüğünden aynen biliyorum. Geçen yıl 100’den fazla mandalina veren ağaçta bu yıl tek bir meyve yok. Elma ve narda göstermelik bir iki meyve var. Benim de otlandığım komşunun incir ağacının üstünde az sayıda çelimsiz incir var. Kiraz bu yıl manavda satılan “mücevher” oldu. Biz de kavun karpuza yüklendik. Onlar nispeten ucuz. Anlaşılan bu sene tarımda “yok yılı”. İnşallah gelecek sene “var yılı” olur. İktisadın doğa kanunu burada hükmünü icra ediyor. Arzı azalan malın fiyatı artıyor. Bu sayede, üreticiler, toptancılar ve perakendeciler (marketler, manavlar ve pazarcılar) satışta miktar azlığından doğan gelir kayıplarını, yüksek fiyat sayesinde kapatıyor. Röportaj “hayat pahalılığı” üzerine kurgulandığı için, tarımda bu yıl yaşanan doğal rekolte düşüklüğünü kapsamıyor. Şikayetler dile getirildikten sonra sıra vatandaşın bu pahalılığın sebebini ve çaresini anlatmasına geliyor.
ARACILAR VE DEVLETÇİLİK
Soruları yanıtlayan........
© Sözcü
