menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Enflasyon cinayetlerini artık lütfen görün!

9 12
18.11.2025

Bu topraklarda artık oyunla değil, ölümle başlıyor yaşam. Çocuklarımız, okul yolunda değil; inşaatlarda, tarlalarda, atölyelerde birer birer kayboluyor.

Şanlıurfa Haliliye’de iki çocuk...
Sedat Kurt, 15 yaşında. Yakup Güneş, 16 yaşında. İnşaat göçüğünün altında can verdiler.

Alperen Uygun, 16 yaşında, daha 11. sınıftaydı. Türkiye’nin ilk MESEM projeli okulu olan Rüştü Kazım Yücelen Mesleki Eğitim Merkezi’nde okuyordu. Mersin Anamur’da çalıştığı asansör firmasıyla gittiği inşaatta, üçüncü kattan asansör boşluğuna düştü. Geri dönmedi.

Nursefa Samur, sadece 14 yaşında, tarım işçisiydi. Ağrı’da ayçiçeği hasadındaydı. Traktöre bağlı biçerdöverin altında kalarak hayatını kaybetti. O çocuk elleri bir daha toprağa dokunamayacak artık.

Kocaeli Dilovası’nda parfüm dolum atölyesindeki patlamada can verenler...
Nisa Taşdemir, 15 yaşında. Ablası Tuğba, 17’sinde. Onunla aynı yaştaki Cansu Esetoğlu da oradaydı.
Yangın, üçünü de bu hayattan kopardı. Bir avuç insanın “bir an önce bitsin” hırsında kayboldular.

15 yaşındaki Can Yavuz sunta blokların altında ezildi. 14 yaşındaki Arda Tonbuş iş makinesine sıkışarak can verdi.

Bir istatistik değil onlar. Bir evin kızı, diğerinin kardeşi, birinin sınıf arkadaşı, bir annenin yarımı...

İSİG Meclisi diyor ki: Kasım ayının ilk 16 gününde 9, yılbaşından bu yana 81 çocuk işçi hayatını kaybetti.
Bu bir rakam değil; rekor değil; vicdan imtihanı.
Üstelik bunlar sadece tespit........

© Sözcü