menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Daha ne olsun!?

26 0
13.03.2025

Grup toplantıları biz gazeteciler için önemlidir. Özellikle de muhalif denilen ama aslında sadece işini yapan gazeteciler için... Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın katıldığı programlara akreditasyon verilmediği için iktidar partisinin mensuplarına, Cumhurbaşkanı’na, bakanlara en çok yaklaşılabilen, soruların en rahat sorulabildiği yerdir o grup toplantılarının öncesi ve sonrası. Yine öyle oldu. Erdoğan’ın cevaplarının “sorulandırılmadığı”, gerçekten soru sorulabilen tek yer olan TBMM koridorlarında, Erdoğan’a “Emeklilerin bayram ikramiyeleri ilgili düzenleme yapılır mı?” diye sorusu yöneltildi. Cumhurbaşkanı kızdı. “Beni dolduruşa mı getirmeye çalışıyorsun? 3 bin liradan 4 bin liraya çıktı. Daha ne olacak?” diye yanıt verdi. Cumhurbaşkanı katıldığı açılışlarda yapılan yatırımları eski parayla anlatmayı sefer. 6 sıfır atmadan, milyar, trilyon, katrilyon diye konuşur hep. Bu 4 bin lira, meydanlarda anlatılırken 4 milyar lira olacak. Ancak tesadüf o ki, tam da aynı gün bir başka 4 milyar lira daha gündeme geldi. Ama gerçek 4 milyar, yani 6 sıfır atılmamış haliyle. Hatta tam rakam vereyim: 4 milyar 652 milyon 235 bin TL. Bu rakam ne biliyor musunuz? BirGün Gazetesi’nin haberine göre Cumhurbaşkanlığı’nın 2024’te yaptığı ihalesiz harcamanın tutarı. İstisna olması gerekirken geçen sene alımların yüzde 90’ı bu şekilde yapılmış. Bir önceki yıla göre tutar yüzde 255 artmış. Emeklinin 4 bin lirası 30 saniyede harcanmış. Aynı gün iki farklı 4 milyar, iki farklı açı. Kendine 6 sıfır, bize gelince koca bir sıfır. Daha ne olsun.

Gençler hatırlamaz diye başlayayım söze... “Mazi”de Gazi Meclis’in bir “gensoru” hakkı vardı. Pek eskide kaldı. Meclis dediğin korkutur, titretirdi. Hani “Demokles’in kılıcı” diye yargı sopası tepesinde duruyor ya bugün muhalefetten azıcık ön plana çıkan her siyasi figürün. Eskiden o kılıç TBMM’ydi. Bakanlar, başbakanlar... Her birinden bir konuda hesap sorma, ikna olmazsa da görevden alma yetkisi vardı meclisin. Türkiye’nin en önemli siyasi figürleri bile önünde duramadı Meclis’in. 1977’de Süleyman Demirel, 1998’de Mesut Yılmaz........

© Sözcü