Dönem dönem siyasetin nabzı “erken” veya “baskın” seçim diye atar. Bu koşulların bir sürece teşne olmasıyla da okunabilir, sürecin koşullara teşne olması haliyle de...

Son dönem ise okumaların en zorunu getirdi.

Yerel seçim zaferinin etkisiyle “acaba bir erken seçimi tetikler mi?” doğal sorusu görünür olmuştu.

Önü kesildi.

Hem CHP bir erken seçim fırsatçılığı yapmak istemedi, kendisine atılan “borç” oylar olduğu düşüncesinden hareketle ürkütmekten kaçındı o seçmen grubunu...

Hem de bir normalleşme süreci önümüze kondu ve ağır aksak ilerledikten sonra hızlıca bitti.

Öyle hızla sona erdi ki normalleşme, peşine birçok yargı adımı geldi ve hatta CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı için “siyasi yasak” talebi birden çok davanın olası sonuçlarına eklendi.

Derken çözüm süreci koşusu başladı. Bir adımdan ziyade eşiklerin hızlıca atlandığı bir koşuydu bu.

Sonra siyasette ve medyada “belki bir baskın seçim” olabileceği ihtimali satın alındı. Bu tezin gerekçeleri şöyle........

© Sözcü