AĞLA ANNE…
İnsan soyunun ortaya çıkışından beri ağlıyor anneler. Hıçkırıklar, çığlıklar, ah’lar, vah’lar, dizlere vurulan eller. Çocukluğumda, Karadenizli annelerin ve canım annem Fatma (Fati) Sümer’in o yörenin kültüründen gelen “vuuu” dediklerini ve dövündüklerini çok gördüm. “Vu” Lazca dilinde “Eyvah” anlamındadır, ancak “eyvah” çığlığından daha güçlü bir duyguyu, daha güçlü bir vurgu olarak seslendirir.
Her düşündüğümde uzaktan kucakladığım, görme işlevini yüreğine, ellerine ve kulaklarına bırakan çok güzel gözlerinden öptüğüm Şule Özcan, ilk kez Haziran 2015 yılında basılan yapıtına “Ağlama Anne” adını verdi.
Şule Özcan kim mi? Çok genç bir rehber öğretmen, psikolog, şair ve yazar.
2021 yılında basılan kitabımın adı ise “Anneler ve Gözyaşları”.
Kitabımın üst başlığı “Uluslararası Sözleşmelerin Aydınlığında Dünyadaki Annelere Tarihin En Uzun Mektubu” şeklinde. Alt başlığı da şu. “Sevgi, Saygı, Hoşgörü, Dostluk ve Barış İçin Her Zaman ve Her Yerde Birlikte Olmalısınız”. İç kapaktaki alt başlıkta ek olarak annelere şöyle sesleniyorum. “İnsana, Hayvana ve Çevreye Yönelik Şiddete, Acılara ve Gözyaşlarına Sizlere Son Verebilirsiniz.”
İç ve dış kapaktaki bu seslenişler, 368 sayfalık kitabımın iç sayfalarında ve sonunda da var. Kitap annelere öneriler yaptıktan sonra “Sizler olmadan asla!. Sizi seviyorum” diye bitiyor.
Satılmadığı ve ücretsiz dağıtıldığı için burada kitabımın tanıtımının yapılmadığını vurgulamak istiyorum.
Şule Özcan, “Ağlama Anne” demekle o kadar haklı ki. Bana göre, insanın tarihinin en güzel, en anlamlı ve belki de en güzel dileği ve........
© Sonsöz
