KÜFÜR MESELESİ
Beni bilen bilir kadim zamanlardan kalma dilimiz, güzel Türkçemiz çok zengin bir küfür dağarcığına sahip olsa da ben asla küfür etmem, edilmesinden de hiç hoşlanmam!
Küfür etmeyi daima bir zaaf ve acizlik göstergesi olarak kabul eder, her zaman “küfür muhatabın değil sahibinin ayıbıdır” der keser atarım!
Ayrıca şunu da söyleyeyim; küfredildi diye kimse gerçek ve somut bir zarar görmez ve hatta itibarı bile zedelenmez, çünkü küfür sadece küfredenin ayıbı ve suçu olarak kalır, sadece onun küfürbaz olarak damgalanması ile sonuçlanır.
Peki, bir insan neden küfreder?
İnsanlar öncelikle canları yandığında insiyaki bir tepki olarak küfrederler.
Size de burada soruyorum aranızda canı yandığında küfretmeyen kaç kişi var?
Daha sonra ise insanlar baş edemedikleri, güçlerinin yetmediği bir haksızlıkla karşılaştığında aciz kalırsa, hırsından naçar söver sayar, küfreder...
Aranızda böyle durumlarda kalıp da sövmeyeniniz var mı?
Bunlar elbette anlaşılabilir, anlık ve insani tepkilerdir, affedilip duymazdan gelinerek geçiştirilebilir, özellikle halk tarafından iyi ya da kötü her şeyden sorumlu görülen devlet yöneticileri kimi zaman böyle durumlar ile karşılaşabilir.
Atatürk devrinde yaşanmış böyle bir durum ile ilgili çok güzel bir hikaye de vardır, burada da anlatayım ki örnek olsun:
Cumhuriyet yeni kurulmuş,........
© Sonsöz
