UNUT(MADIMAK)LIMDA
Bu ifade sadece bir kelime oyunu değil. Bu, hem bir isyan, hem bir anma, hem de bir söz verme biçimidir. Unutma, çünkü unutursan tekrar eder. Unutmadım, çünkü acı hala taze.
Madımak, çünkü isimler yanarak değil, anılarla yaşar. Aklımda, çünkü adalet hala yerini bulmadı.
Adalet yoksa, anı da yoktur.
Unutmak, suçu tekrar çağırmaktır.
Hatırlamak ise, geleceğe ışık tutmaktır.
Bazı anlar vardır, sadece yaşanmaz, kazınır belleğimize, kalır orada. 2 Temmuz 1993, Sivas’ta Madımak Oteli’nde yitirdiğimiz canlar, bu ülkenin en karanlık, en utanç verici günlerinden birine işaret eder. O gün sadece insanlar değil, insanlık da ateşe verildi. Ve biz, yıllar geçse de o ateşi içimizde söndüremedik. Çünkü UNUT(MADIMAK)LIMDA.
Sivas Katliamı, yalnızca bir saldırı değildi. O, kültüre, düşünceye, şiire, türküye, birlikte yaşama iradesine yapılan bir saldırıydı. Pir Sultan Abdal’ı anmak için bir araya gelenler, karanlığa karşı ışık yakarken, bu topraklarda fikir özgürlüğünün bedelini canlarıyla ödedi.
Bugün, o ateşin külleri arasından bir sorumluluk doğuyor: Hatırlamak.
Çünkü unutanlar, suçlular kadar sorumludur. Bu yüzden her 2 Temmuz’da, isimleri tek tek anmak, şiirlerini tekrar etmek, türkülerini söylemek sadece bir ritüel değil, bir direniş biçimidir.
Madımak, hala bir utanç müzesi olmayı bekliyor. Gerçek........
© Sonsöz
