menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

GENÇLİK AYAKTA KALDI, ÇÜNKÜ SİSTEM YER VERMEDİ.

16 0
05.08.2025

“Bir sandalyeyi çok gördüler… Dinlenmek isteyen bedenimize, ağrılarla dolu sırtımıza, ayakta saatlerce beklemekten şişen ayaklarımıza… En çok da; çalışmanın kutsal, gençliğin güçlü, emeğin sessiz olması gerektiğine inanan düzen, bir sandalyeyi çok gördü bize.”

Siz hiç bir süpermarkette, kasada 8 saat ayakta duran bir genç gördünüz mü? Gözleri kızarmış, uykusuzluktan kelimeleri karıştıran, üst üste yığılan ürünleri titreyen ellerle poşetleyen o genç… Evet, işte o. O genç bazen tek mola hakkı kullanamadan çalışır. Yemek arası 30 dakikadır, ama sıra geçmez, kasa durmaz. Patron uzaktan izler, kar hesaplar. Müdür göz devirir, “biraz hızlan” der. Ve o genç, belki bir sandalyeye oturamadığı için değil, sesini çıkartamadığı için kusar, ağlar, içine atar. Bazen reyonda gözyaşlarını silerken bulur kendini, bazen de deposunda duvara kafasını yaslarken.

İnsan onuru, dinlenme hakkı, iş güvenliği… Bunlar hep kitaplarda kaldı.

Gençler neden sandalye istiyor? Çünkü bu sadece bir sandalye değil. Bu, bir sembol. İnsanca çalışmanın, dinlenmenin, önemsenmenin, “insan” olarak görülmenin simgesi. Ayakta saatlerce duran bir çalışana sandalye verilmemesi, sadece fiziksel değil, psikolojik bir sömürüdür. Kurumsal mobbingin en sade halidir. Ama birileri hala gençleri tembellikle suçluyor.

Hala “gençler iş beğenmiyor” diyenler var.

Gençler iş beğenmiyor değil. Gençler, insan yerine konulmak istiyor. Hak ettikleri değeri, en azından bir sandalyelik saygıyı talep ediyor. Dört yılda mezun oluyor, bu gençlerin çoğu;
İktisatçı, işletmeci, yönetici adayı.
Mühendis (bilgisayar, elektrik, makine, inşaat).
Öğretmen adayı.
Psikolog, sosyolog.
Avukat adayı. Kimyacı, biyolog, laboratuvarcı. Sağlıkçı (hemşire, paramedik, tekniker). Tasarımcı, gazeteci, medya…
Günde 12 saat çalışıyor asgari ücret karşılığında ama “şükret” deniyor.........

© Sonsöz