menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

DEĞİŞEMEYEN TÜRKİYE’DE DEĞİŞMEYEN SİYASET

12 10
wednesday

O programlarda; çeşitli ülkelerdeki değişim çabaları, halkların sıkıntıları, geri kalmış ülkelerdeki derin yoksulluk ve açlık sorunu, afetler, ülkeler arasındaki anlaşmazlıklar, çıkar çatışmaları ve savaşlar, bilimsel, teknik ve toplumsal gelişmeler, nedenleri ve sonuçlarıyla aktarılıyordu.

Hangi siyasetçi ne demiş, kimle didişmiş, ona ne yanıt verilmiş, nereye gitmiş, kimle görüşmüş, çok önemli bir olayla ilgili değilse konu bile olmuyordu.

Türkiye, o programlarda yalnızca bir kez, Dinar depremi nedeniyle yer almıştı.

Geri döndüğümde bizdeki TV’lerin haber bültenlerinde herhangi bir değişiklik yoktu. Her şey “eski tas, eski hamam” sürüyordu.

***

1964’te TRT’nin kuruluşunu izleyen “radyolar döneminde” oluşmuş habercilik anlayışı, tek kanallı TV yayını başlayınca aynen sürdürülmüş, yıllar sonra onlarca özel TV kanalı açıldığında, onlar da bu anlayışta herhangi bir değişiklik yapmamıştır.

Otuz yıl önce TV’ler şimdiki gibi saflara ayrılmış olmadığı için bütün haber bültenleri, olağandışı ve büyük bir olay olmadıkça, on yıllardır olduğu gibi aynı siyasetçilerin ne yaptıkları, kimle görüştükleri, nereye gittikleri, kime ne dediklerine ilişkin haberlerden oluşuyordu. Bir de PKK ile mücadeleye ilişkin resmî açıklamalara dayalı haberler yer alıyordu o programlarda.

1980 darbesinden sonraki günlerde, bir arkadaşımla 5 yaşındaki çocuğu arasında geçen konuşma bu anlayışı daha o zaman özetliyor gibiydi.

Bültenleri dolduran, sivil giysili Demirel ile Ecevit’in yerini bir gün aniden general üniformalı Kenan Evren alınca, haberleri TV dizisi diye izleyen çocuk;

Her gün TV bültenlerinde boy gösteren ve hemen her konuda ne söylemişlerse “haber” diye sunulan siyasetçilerin görüntüleriyle dolu programları TV dizisi sanan 5 yaşındaki çocuğun o sorusu başka nasıl yanıtlanabilirdi ki?

Otuz yıl öncenin TV’lerindeki “haber dizilerinin” başrol oyuncuları Süleyman Demirel, Bülent Ecevit, Necmettin Erbakan, Turgut Özal, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz vb. kendilerinden öncekiler gibi tarih oldular ve yerlerini başkaları aldı ama onları yaratan düzenin habercilik anlayışı değişmedi.

Yıllar içinde, “haber bülteni” diye sunulan bu “dizilerdeki” oyuncular ve rol dağılımı değişse de senaryo ve oyun asla değişmiyor. Belki toplumun siyasi bilincini etkilemek için bu programlar izleyiciye özellikle dayatılıyor, belki de izleyici yandaşı olduğu oyuncuları izlemeyi, dinlemeyi pek seviyor, siyasi tercihini bu hayranlığa göre yapıyor.

***

İnsanlarımızın büyük çoğunluğu, toplumsal yaşamdaki varlıklarını üretim sürecindeki........

© Sonsöz