menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ABD’nin ekonomide hegemonya oyunu

14 1
02.12.2025

Trump’ın ABD için hedeflediği ‘Yeni Altın Çağ’ 19. yüzyıl sonlarında demiryolu taşımacılığında (Vanderbilt), petrol (Rockfeller), çelik (Carnegie), Bankacılık (J.P. Morgan) sektörlerinde büyük servet ediniminin yaygınlaşan yolsuzluk, emek mücadelesi ve içe kapanmanın yaşandığı dönemi çağrıştırmaktadır. Geçmişte ABD sanayisi ve çiftçileri uluslararası rekabetten korumak amacıyla daha sonra başkan olan William McKinley gümrük duvarlarını yükseltmiştir. ABD’nin emperyalist politikası içe kapanma ve Avrupa ile arasına mesafe koymayı ilkesel olarak içeren Monroe doktrinini (ABD beşinci başkanı olan James Monroe, 1783-1786) çağrıştırmakla birlikte Trump içe kapanma söylemi kılıfını kullanarak mevcut nüfuz bölgelerini korumayı ve yeni etkinlik alanları oluşturmayı amaçlamakta, amacını açıkça dile getirmektedir.

Trump’ın ihtirası kullandığı iki slogana yansımaktadır: “Amerika’yı Yeniden Büyük Yap” (Make Amerika Great Again) ve ‘Amerika’yı Yeniden Güvenlikli Yap’ (Make America Safe Again).

Oluşturulan yeni koşullarda tekeller güçlenmekte, denizlerde üstünlük mücadelesi artmakta emperyal hevesler ve yeni bir hegemonik paylaşım senaryosu yazılmaktadır. Özde yeni olmayan paradigmada doğal kaynaklar ve mamul ürünlerin ’i denizyolu ile taşındığı için askeri açıdan adacıklar ve takımadalar stratejik öneme sahiptir. 1979’a kadar yönetimin ABD tarafından üstlenildiği Panama kanalının bu tarihten sonra Panama devletine geçmiş olmasına karşın Trump kanalın yeniden ABD yönetimine bırakılmasını talep etmiştir. Karadeniz, Kızıldeniz, Doğu Akdeniz, Kuzey Çin denizinin kontrolü ve Malakka, BabülMendep, Hürmüz, Çanakkale ve İstanbul Boğazları kritik öneme sahip olmaktadır. Hatta okyanuslar çekişme ve potansiyel çatışma alanına dönüşmektedir. Dış dünyaya karşı küçümseyen, saldırgan, aşırı milliyetçi, reaksiyoner söylemle birlikte atılan adımlar, Avrupa’daki neofaşist, neonazi siyasi partiler ve akımlara verdiği destek emperyalist politikaların şaşırtıcı olmayan yönünü önplana çıkarmaktadır.

Trump yönetimi en büyük rakip ve hasım olarak gördüğü Çin’in teknoloji alanında ABD şirketleri aleyhine küresel çapta güçlenmesini önlemek için koyduğu engelleri giderek artırmayı tercih etmektedir. Çin’in hızla büyüyen ve gelişen ekonomisi, yüksek teknoloji ve inovasyon alanındaki yüksek performansı, ABD’nin ardından askeri güç açısından küresel düzende ön sıralarda yer alması Trump yönetiminin kaygılarının temel nedenini anlaşılabilir kılmaktadır. Nitekim ABD’nin Çin'in yapay zeka alanındaki giderek artan etkinliğini kırmak için yonga ihracatını engellemenin ardından Nvdia yönetimi tepkisini dile getirerek ülkenin inovasyon, rekabet ve teknoloji alanında tüm dünya ile paylaşım yaparak kazandığını, devlet koruması altında hareket etmediklerini belirtmiştir. Apple’ın sahibi Tim Cook ABD yönetiminin uyguladığı korumacı önlemlerin yol açtığı %8 dolayında ciro kaybı nedeniyle birçok kez Çin’i ziyaret ederek temaslarda bulunmuştur. Senatör Ted Cruz (cumhuriyetçi) ve Maria Cantwell (demokrat) getirilen katı kısıtlamaların dış talebi Huawei gibi Çin........

© soL