Cumhuriyet ve eğitim
Cumhuriyet’in kurucu lideri, eğitimin amacını şu söylemiyle açıklamıştır: “Öğretmenler! Cumhuriyet sizden; fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.” Dolayısıyla eğitimin birinci görevi halk egemenliğine sahip çıkacak özgür yurttaş yetiştirmektir. Çünkü özgür yurttaş,
• laik ve bilimsel anlayış sahibi olacaktır;
• egemenliğine ve yasal/demokratik haklarına sahip çıktığı gibi başkalarının da egemenliğine ve yasal/demokratik haklarına sahip çıkacaktır;
• cinsiyetine, rengine, etnik kökenine, inancına, … saygı duyup sahip çıktığı gibi başkanlarının cinsiyetine, rengine, etnik kökenine, inancına, …da sahip çıkacaktır ve
• yurtta barış ve dünyada barıştan yana olacaktır.
Cumhuriyetin kuruluş yıllarında gerçekleştirilen hukuksal dönüşümler de, genelde halk egemenliğine sahip çıkacak özgür yurttaş yetiştirmek içindir. Bu amaçla Cumhuriyetin ilk yıllarında karma eğitime geçilmiş, devlet okulları parasız hale getirilmiş, müfredat çağdaşlaştırılmış ve (laik devlet tüm inançlara saygılı olacağından ve de bir inancı dayatmamak için) din dersleri kaldırılmıştır. Cumhuriyetin istediği öğretmeni yetiştirecek eğitim enstitüleri ile köy enstitüleri açılmış ve üniversite özerk ve bilimsel bir kuruma dönüştürülmüştür.
İnançlara ve insan haklarına saygı nedeniyle, bir Bizans kilisesi olan Ayasofya müzeye dönüştürülürken, toplumsal cinsiyet eşitliği ile yurtta barış dünyada barış anlayışı benimsenip yaygınlaşmıştır.
Ancak AKP’nin kurucu lideri, yargıda kadrolaşma başarısını gösterdikten sonra, özgür yurttaş yerine, “Dininin ve kininin davacısı olacak” gençler istemiştir.........
© soL
