Savunmanın böylesi
Kimi zaman herhangi bir kişiyi, düşünceyi, eylemi savunurken yerin dibine batırmak mümkündür. Sahip çıkma, destekleme, yardımcı olma amacıyla, kısacası, iyi niyetlerle başlatılan savunma çabası, birden yörüngesinden çıkıp nerdeyse tam ters yönde bir çizgide gelişerek olmadık bir noktaya savrulabilir. Burada asıl önemli olan bu durumun birdenbire ortaya çıkması değildir. Asıl önemlisi, daha seyrek görülen birdenbire ortaya çıkma özelliğinden çok, bu savrulmanın belli bir olgunlaşma sürecinin sonunda, geliyorum dercesine gerçeğe dönüşmesidir.
Böyle bir giriş, benim biraz sonra değineceğim konu düşünülerek yazılmış olmakla birlikte, başka birçok konuya da uygun düşer kanısındayım; bir cümle ile yetinmeyip birkaç cümleye uzatmamın nedeni bu. Okuyanlar ileride o uygunluğu taşıyan konularla karşılaştıklarında, bugünkü yazıyı ve bu girişi hatırlayabilsinler. Bu günlerde kimilerinin bile isteye kimilerinin farkında olmadan yaptıkları yanlışın benzerleri kolayca yapılmasın, yapanlar çıkarsa da engellemek isteyenlere küçük bir yardım olabilsin.
Şimdiki günlere ve bu yazının konusuna gelince…
Oldukça uzun zamandır, ülkemizde demokrasi ile bağdaşmadığı ileri sürülen uygulamaların çoğalmasını eleştirirken, bunların yalnız hak ve özgürlükleri kısıtlamakla kalmadığını, ekonomik güçlükleri içinden çıkılmaz duruma getirerek halkımızın yaşam koşullarını da çok ağırlaştırdığını yineleyip duran geniş muhalif kesimler var. Bu kesimler, birbirleriyle aşağı yukarı ortaklaşmış biçimde, ekonomik sorunların çözümünün, böylece halkın git gide artan yoksulluktan kurtarılmasının yabancı sermayenin ülkemize yapacağı yatırımların artarak devamına bağlı olduğunu da eklemeden geçmiyorlar. Buradaki “ekleme” sözcüğü pek zayıf kaldı; onun yerine “vurgulamayı hiç ihmal etmiyorlar” demek doğru olur.
Yazının daha ikinci cümlesinde değinildiği gibi burada iyi niyetli bir yaklaşım olduğunu varsaymak, en azından, herhangi bir kötü niyetin apaçık görülmediğini düşünmek mümkün. Öyle ya, halkın ağır koşullar altında yaşadığına, bunun süreğenleşmiş ekonomik güçlüklerden kaynaklandığına ilişkin saptamalar yapılıyor. Bunlarda nesnel gerçekliğe aykırı bir yan yok. Hatta, yatırımların artırılması ile bu sorunların çözülebileceğine ilişkin öneri de, içindeki yabancı sermaye saplantısı görmezden gelinirse, hiç değilse öneri sahiplerinin bir bölümü için naif bir yaklaşımın ürünü sayılabilir.........
© soL
