Halkın bir arayışı var
Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek son derece talihsiz denebilecek bir şekilde yaşamını yitirdi. Arkasından söylenenlere, özellikle halkın söylediklerine baktığımızda ise iyi bir insan olduğunu anlayabiliyoruz. “İyi” ile kastım halkın yanında duran, kamusal çıkarları savunan bir siyasetçi olması. Manisa’yı yıllar sonra MHP’den almış, halkçı, toplumcu bir belediyecilik sergilemiş, kimseye imar rantı yedirmemiş, çalıp çırpmamış, kent lokantaları açmış, grevlerle dayanışmış, madencilerin yanında durmuş.
Sosyalizmden aşağısı bizi kurtarmaz, o tartışma dışı; ancak Manisa halkının neden Zeyrek için böylesine üzüldüğünü anlamak durumundayız. Halkımız onca yoksulluğun, onca sefaletin arasında, el yordamıyla eşitlikçi, adaletli bir düzen arıyor, bir çıkış yolu bulmaya çalışıyor. Kendisinin yanında durduğunu, kendisi için çalıştığını, halkçı bir damarı bulunduğunu, liyakatli olduğunu gördüğü insanlara kıymet veriyor, ölümlerine üzülüyor, yas tutuyor.
Bu arayışın en önemli uğraklarından biri 31 Mart seçimleriydi; iktidarın kazandığı 2023 seçimlerinin üzerinden daha bir yıl geçmemişken halk sandığa gidip AKP’ye tarihinin en büyük cezasını kesmiş, oyunu iktidarın karşısındaki en büyük partiye vermişti.
Bunun ise çok basit bir nedeni vardı: İktidar seçim sonrası ekonomi yönetimini Mehmet Şimşek’e teslim etmiş, Şimşek programı “enflasyonla mücadele”nin bütün yükünü halkın omuzlarına yıkmış, yoksulluk hızla derinleşmiş, gelir dağılımı alt üst olmuş, halk da örneklerini daha önce de gördüğümüz üzere sandığa gidip tepkisini ortaya koymuştu.
Dolayısıyla 31 Mart seçimlerinde ortaya çıkan tablo halkın yukarıda sözünü ettiğimiz arayışıyla ilgiliydi; bir yandan CHP’li belediyelerin 2019’dan itibaren izlediği görece sosyal belediyecilik uygulamaları, öte yandan yoksulluğun derinleşmesine duyulan tepki, doğrudan sandığa yansımıştı.
Benzer bir durum 19 Mart sürecinde de yaşandı aslında; sokağa elbette ki seçimsizleştirme siyasetine, seçme-seçilme hakkının gaspına karşı çıkıldı ama bunun çok net bir ekonomi-politik zemini vardı. Eğer enflasyon, faiz ve işsizlik, üçü bir arada bu kadar yüksek olmasa, ekonomide işler biraz tıkırında gitse, böyle büyük eylemler muhtemelen söz konusu olmazdı.
Peki iktidar ekonomideki mevcut tabloyu değiştirebilir mi? Yani öngörülebilir bir........
© soL
