menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İttifak yolu

28 44
24.05.2025

Bu hafta sonu Cumhuriyetçiler Kurultayı toplanıyor. Cumhuriyetçilerin birliği için bir adım atılıyor. Peki, yolun neresindeyiz?

Türkiye’nin uzun karşıdevrimi bir üçlü ittifakın imzasını taşır. Ülkemizin aydınlanma devrimini tıkayan, kazanımlarını tahrip eden ve geriye cumhuriyet diyebileceğimiz bir yapının kalmamasına neden olan, emperyalizm, büyük sermaye ve dinci gericiliğin ortak eylemidir. Ve bu, bir özettir yalnızca.

20. Yüzyıl başında Türkiye’ye dışsal bir müdahalede bulunmayı deneyen emperyalizm, ilerleyen yıllarda bir iç olgu haline gelmiş, toplumsal dokuya, sermayenin her bir kıvrımına, devlet mekanizmasına yerleşmiştir. Burjuva devriminin en canlı döneminde bile devrimci bir karakter kazanmayan sermaye, feodalitenin egemen güçleriyle iç içe girmiştir. Dinci gericilik Amerikancı milliyetçilikle yakınlaşmış ve dönem dönem sağ-cumhuriyetçilerle yan yana gelmiştir. Her bir bileşeni kendi çevresini örgütleyen bu ittifakın, yanına sağ ve sol liberalleri, Kürt dinamiğini katarak büyük bir enerji edindiği de eklenmelidir. Karşıdevrim dinamiklerinin 1980’den sonra siyasette üstünlük kurdukları, 21.yüzyılda bütünüyle iktidar oldukları, karmaşık ve geniş ittifaklarını ise daha yakın zamanda inşa ettikleri görülüyor.

Karşıdevrimin başlangıç noktası ise, çoğu örnekte olduğu gibi devrim süreciyle çakışır. Bu çakışma halk kitlelerinin devrime bağlanmasının önünde bir engel de oluşturmuştur. Kırlarda sıtmanın yenilgiye uğratıldığı, işçi sınıfının geliştiği, halk çocuklarının eğitimle tanıştığı doğrudur; ama yine de sermaye toprak ağalarıyla kucaklaşmış ve yoksul köylülük savaş meydanında asker üniformasıyla sırtladığı Cumhuriyet’te topraksız kalmaya devam etti. İşçi sınıfı, örgütsüzlüğe mahkûm edildi. İlerici, devrimci aydınlar baskılandı. Kürt yoksulları ise aşiret bağlarından kurtulacakları bir mücadele........

© soL