menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

‘Biat sendikacılığı’ndan dersler…

26 1
04.09.2025

600 bin kamu işçisiyle 6,5 milyon memur ve memur emeklilerine reva görülen sefalet zammı, “biat sendikacılığı”nı yeniden gündeme getirdi.

Kamu işçileriyle ilgili olarak Türk-İş ve Hak-İş’in, memur kesimi ile ilgili olarak da Memur-Sen ve Kamu-Sen’in gerekli mücadeleyi vermeyip AKP Hükümeti kontrolünde bir tavır sergilemeleri, önümüzdeki süreçte emek kesimi açısından ne yapılması gerektiği sorusunu ortaya koyuyor.

“Biat sendikacılığı”ndan kasıt, siyasal iktidara ve işverene teslimiyeti içeren bir sendikal anlayıştır. Bu tanımı, 1973-1977 yılları arasında CHP’den milletvekili olan sendika uzmanı ve iş hukuku doktoru Engin Ünsal’dan aldık (Engin hocamız, 90 yaşında olup aralıklı olsa da Cumhuriyet’te yazılarına devam ediyor).

600 bin işçiyi ilgilendiren kamu sözleşmeleri, yedi ay sürmüş ve sonuçta yetkili sendikalarca 88 bin liralık yoksulluk sınırının altındaki ücretlere imza atılmıştır. Kuşkusuz bu süreçte hükümetin oyalaması, grev ertelemesi ve diğer baskı mekanizmaları rol oynamıştır ancak
Türk-İş ve Hak-İş yeterli bir direnç ve mücadele göstermemiştir.

6,5 milyonluk memur kitlesini ilgilendiren toplu görüşmelerde de, bir aya sıkıştırılmış süreç boyunca yine AKP Hükümeti’nin grev yasakları ve hakem oyunlarıyla “figüran” konumunda kalan Memur-Sen ve Kamu-Sen, hakem heyetine gerekli direnci göstermeyerek sefalet zammına rıza göstermişlerdir.

Türk-İş ve Hak-İş’in 600 bin kamu işçisiyle ilgili olarak hazırladıkları ortak teklifte 2025 yılı için kümülatif (birikimli) yüzde 90 oranında bir zam talep edilirken AKP Hükümeti’nin verdiği zam oranı yüzde 35 düzeyinde kaldı. Kamu işçisi açısından yüzde 50’nin üstünde bir kayıp gerçekleşti.

2026 yılı için ise, Türk-İş’in teklifi kümülatif olarak yüzde 50 iken bağıtlanan sözleşmeyle bu zam oranı yüzde 16 oldu. Yüzde 34’lük bir kayıp söz konusudur.

Ocak 2025’te başlayan toplu sözleşme süreci, AKP Hükümeti’nin oyalama taktikleriyle iyice uzatıldı. Türk-İş yönetimi de, hükümetin bekleyişine uygun olarak sendikalarında gerekli mücadele hazırlığını yapamadı ya da yapmadı.

Zaten AKP’nin 23 yıllık iktidarı boyunca mevcut........

© soL