Acemoğlu’nun işçi liberalizmi
Daron Acemoğlu 29 Kasım tarihli Financial Times makalesinde1 ilginç diyemeyeceğimiz ancak cüretli bulmamız gereken bir yaklaşıma imza attı.
Zohran Mamdani’nin New York Belediye Başkanlığı’nı kazanışını bir işaret olarak gören Acemoğlu “liberalizm işçi sınıfını geri kazanabilir” diyerek bunun nasıl gerçekleştirilebileceğini açıklamaya çalışıyor.
Mamdani’nin yükselişini işaret olarak görüp harekete geçen tek isim elbette Acemoğlu değil. Üstelik Mamdani, ABD’ye daraltılması mümkün olmayan bir siyaset krizinin ürünü gerçekten de. Liberal demokrasinin krizi, önce Trump’ın ve sonra New York gibi kilit bir merkezde Mamdani’nin yükselişiyle, iki kamplı siyasete uzun süre alışmış ABD’yi alışılmışın dışına itmiş olabilir. Bu gerçekten de hafife alınmaması gereken bir değişim.
Ancak, değerler sisteminin sarsılışı ve sol soslu liberalizmin buradaki rolü bütün dünyayı alışılmışın dışına itiyor. On yıllar boyunca siyaset yapmanın tek biçimi olarak bizlere anlatılan liberal demokrasi, ve bugünkü iki partili/iki kamplı sistem, kapitalist düzenin ağırlığını taşıyamadığı oranda elbette parçalanmaya zorlanacak.
Bu açıdan, Acemoğlu’nun “liberalizmin ve liberal demokrasinin krizi” teşhisinin “haber değeri” yok. Ancak, ortaya attığı her tezinde olduğu gibi bunda da öyle bir el çabukluğu gerçekleştiriyor ve ABD’deki Demokrat Parti’ye olduğu kadar, düzen solunun tamamına öyle büyük özgüvenle öğüt veriyor ki, ideolog Acemoğlu’nun kendisi başlı başına bir haber değeri haline geliyor.
“Liberal demokrasi, başlangıcından itibaren ortak refah ve özyönetimi taahhüt etmiştir” diyen Acemoğlu’nun tarihteki ilk durağı İngiliz Çartist hareketi oluyor. 1830’lu ve 1840’lı yıllarda genel oy hakkı için mücadele eden İngiliz işçi sınıfı siyasal mücadeleyi ekmek kavgasıyla birleştirirken gerçekten de Acemoğlu’nun feyz alabileceği kadar önemli bir değişime imza atmıştı.
Ne var ki, İngiliz işçi sınıfının o günlerde gerçekleştirdikleri liberalizmin “en iyi nasıl işleyebileceğini” ispat etmek şöyle dursun onu krize sokan “dışarıdan” bir müdahale anlamına geliyordu. Hareket modern proletaryanın ilk kitlesel partisi gibiydi. Yükselişinin asıl nedeni düzene sığmayan bir müdahale olması, inişe geçmesinin gerçek sebebiyse devrim tehdidinin ortadan kalkmasıydı.
İşçi hareketinin İngiliz liberalizmi için bir tehdit olmaktan çıkmasında ve sonraları liberalizmi canlandıran bir araca dönüşmesinde Acemoğlu’nun atlamayı bilinçli olarak tercih ettiği devasa bir gelişme vardı. Birincisi reformculuk devrimciliğe baskın çıkmıştı. İkincisiyse işçi sınıfı 1848 devrimlerinde sahneye çıkmış ve........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein