Yusuf Ziya Bahadınlı gibi olmak!
1960’ların ilk yarısında Niğde’de geçen ilkokul yaşamımda örnek aldığımız bir kişilik olan öğretmenimiz yaşamdan dersler anlatır, biz de bu dersleri çok sever ve etkilenirdik. Son sınıftaki derslerden birinde Yusuf Ziya Bahadınlı’dan, onun gibi bir insan olmaktan söz etmişti. Evde babama anlattığımda, Bahadınlı’nın öykü kitabı “İtin Olayım Ağam”ı vermişti bana. Kitap uzun süre bizdeydi, sonra kayboldu. Şimdi bütün öykülerinin toplandığı “Bir Hikayem Var” kitabında (Yazılama Yayınevi, 2017) ilk öykü olarak okumak olanaklı.
Babam sıtma savaşçıydı. Niğde’nin bürokratları diyeceğimiz grupla hafta sonları ailece bir evde toplanılır, yenilir-içilir sohbet edilirdi. Memleket sorunları ve siyaset dolu bu sohbetleri çok severdim. “Haydi sen odana git ya da yat uyu” demezlerdi. Bu akşamların birinde, “yeni ve farklı bir parti var, Türkiye İşçi Partisi, seçimlere giriyor, desteklesek” gibi bir sohbet, İnönü ve Demirel’in sıkça konuşulduğu ortamda dikkatimi çekmişti.
1965 genel seçim sonuçları açıklandıktan sonraki bir sohbet akşamında Türkiye İşçi Partisinin milletvekilleri konuşuluyordu. Babamın okuduğu gazeteden bildiğim Çetin Altan’la birlikte Yusuf Ziya Bahadınlı adını duyunca öğretmenimizin anlattıklarını ve kitabı anımsayıp heyecanlanmıştım.
Yıllar sonra 1976’da denetçi yardımcısı adayı olarak göreve başladığım Sayıştay’da siyasi yasak nedeniyle üyesi olamadığım ama siyasi faaliyetimi içinde sürdürdüğüm Türkiye İşçi Partisi ile buluşmamda Niğde anılarımın ya da babamın ne kadar etkisi oldu bilemiyorum ama Orta 2, 3 ve Lise 1’i okuduğum Giresun’daki Türkiye Öğretmenler Sendikalı öğretmenlerimin etkisi yadsınamaz. İlkokul öğretmenimizin “gibi olmamız” için örnek verdiği isimlerden Yusuf Ziya Bahadınlı ile aynı siyasi partide buluşmanın heyecanı yüksekti.
2009 yılında emekliliğimden sonra aktif siyasi faaliyet yürüttüğüm ve üyesi olduğum Türkiye Komünist Partisi'nde de buluştuk Bahadınlı Hocamızla. O artık aramızda değil ama yaşam savaşımıyla, devrimci duruşuyla, eserleriyle, boyun eğmeyen komünist olarak bizimle yaşayacak.
Söz 11 Kasım 2001’deki 6. Olağanüstü Kongresinde Türkiye Komünist Partisi adını alan Sosyalist İktidar Partisinin 4. Olağanüstü Kongresinde yaptığı konuşmasıyla Yusuf Ziya Bahadınlı’da:
"Dostlar,
Doğduğum yerin insanları eskiden, 'ben2 diye söze başlarken hemen ardından 'benliğe lanet' demeyi unutmazdı. Ben Sosyalist İktidar Partisinin en genç üyesiyim; partiye katılalı birkaç hafta oldu çünkü. Bu bakımdan Sosyalist İktidar Partisine neden katıldığımı düşünüyor ve her fırsatta ayrı bir yönden açıklamaya çalışıyorum:
Çocuktum, bir yabancı gelmişti köye; testisini pınarda unutmuş; dönüp baktığında, bıraktığı yerden testinin alındığını görmüş. Şaşırıp kalmış adam; söylenip dururmuş:
'Nasıl olur' dermiş, 'birinin bıraktığı şeyi, bir başkası neden alır?'
Kimi, adamın saflığını; kimi temizliğini, dürüstlüğünü; kimi de adamın bu dünyadan olmadığını söylemişti.
'Birinin bıraktığını bir başkası neden alır?' Yabancının sözü, beynimde çalmaya hazır, ama üstüne basılmamış binlerce zilin ilk düğmelerinden biriydi…
Yine çocukken köyde, okuma-yazma bilsin bilmesin........© soL
