menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mete Tunçay yanılmış mıydı?

42 0
yesterday

Geçenlerde hala anlamsız yere tutuklu olan Fatih Altaylı’nın boş koltuğuna Sunay Akın oturdu.

Akın, genelde tarihsel olarak tartışmalı ama sempatik hikayeler anlatan çağdaş bir meddah.

Popüler tüketim için eğilip bükülmüş bu hikayelerinin mutlaka bir katarsis anı var.

Ve o katarsis anı için tarihi gerçekler, kronoloji, bağlam izleyicilerin gönülleri hoş olsun kıvamına getiriliyor.

Hele de konu Atatürk ve Cumhuriyet ise atış serbest.

O programda anlattığı bir hikaye sosyal medyada viral oldu:

“Bu koltuğa oturunca aklıma bir hikaye geldi. Osmanlı sarayında Üçüncü Murat döneminde şair Nef’i. Çok sevilen bir şairdir Nef’i. Ama hicivleriye ünlüdür.

Nef’i yaşadığı dönemde saraydaki bütün olumsuzlukları, hataları, yolsuzlukları hicveden şiirler yazıyor. Padişah Nef’i’ye diyorlar ki, “Sakın yazma”. Ama Nef’i durur mu? Dönemim veziri Hacı Bayram Paşa’yı eleştiren bir hiciv yazıyor. Ve Nef’iboğularak öldürülüyor.

Bizim resim sanatımızın çok ünlü ressamlarından biri Avni Lifij’dir. Avni Lifij işgal İstanbul’unda Galatasaray Lisesi’ndeki yaz sergisinde üç tablosunu sergiliyor. Bunlardan biri şair Nef’i. İşgal İstanbul’unda şair Nef’i anlatan bir tablo sergiliyor. O tablo Cumhuriyet döneminde kim tarafından alınıp, duvarına asılıyor biliyor musun? Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde Mustafa Kemal Atatürk tarafından. Sarayın baskılarına, zulmüne karşı sesini yükselten, sus denilse de şiir yazan Nef’iyi yıllar sonra bir ressam tablosunda resmediyor ve o tablo Cumhuriyet ilan edilince Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhurbaşkanlığı’nın duvarına asılıyor. Uygarlık, bağımsızlık, demokrasi hiçbir zaman geri gitmez.”

Hikayenin mesajı açık; Bugün gazeteciler içeri atılırken Atatürk, sarayı hiciv eden şair Nef’i’nin tablosunu İstiklal Harbi sırasında alıp Çankaya Köşkü’nün duvarına asmıştı. Çünkü Atatürk ifade hürriyetine, muhalif sanata büyük değer verirdi.

Herkesin duymaktan mutlu olduğu bir son.

Bu kadarlık bir haz için tarihi birazcık eğip bükmenin kime ne zararı var ki diye düşünmüş olmalı.

Bir kere Üçüncü değil, Dördüncü Murat. Nef’i evet veziri hicvedince boğduruldu ama ondan “Saray’ı eleştiren muhalif bir şair” diye bahsedemeyiz çünkü bizzat padişahın davetiyle sarayda yaşıyordu. “Tûtî-i mu’cize-gûyem ne desem lâf değil” gibi gazeller yazıyordu, hiciv ustasıydı. Hatta ağzını tutmasını dışarıdaki tebaasına karşı pek de bu kadar pedagojik olmayan Dördüncü Murat istemişti.

O yüzden muhalif olduğu için boğdurulan şair Nef’i ile muhalif olduğu için tutuklanan gazeteci analojisini hızlıca geçelim.

Hüseyin Avni Lifij, 1910’da Fransa’ya devletin resim eğitimine gönderdiği ve 1914’de savaş başlayınca İstanbul’a geri dönen bu yüzden “1914 Kuşağı” olarak bilinen ressamlardan biriydi.

Ama Avni Lifij, videoda anlatıldığı gibi bir Nef’i portresi yapmamıştı.

O tablosunun adı “Nef’i Devrinden Bir Sahife İçin Bir Çizim”di.

Tabloda bir duvar üzerinde yatan kadın figürü ile, buna bakan kavuklu, sakallı bir adam görülüyordu.

Kadın figürünün altında pembe renkli bir kilim, adamın sol tarafında servi ağacı var. Ayrıca daha arkada belli belirsiz gözüken surlar ve sağ üst tarafta deniz dikkati çekmekte.. Adam sevgilisi genç kıza bir dizi aşk şiiri okuyor olmalı. Hatta elinde de bir kadeh görülüyor.

Yani muhalif bir tablo olmadığı da kesin.

Evet bu tablo Temmuz 1922’de, Türk (önceki adı Osmanlı) Ressamlar Cemiyeti’nin düzenlediği Galatasaray Lisesi’ndeki resim sergisinde sergilenmişti.

1916’dan itibaren yapılan Galatasaray Sergileri, bir nevi resmi resim sergisiydi, sergiye katılacak resimler juri tarafından seçiliyordu ve Halil Edhem beyin girişimiyle sergide resimlerden her yıl Elvah-ı Nakşiye koleksiyonu için devlet resim satın alınıyordu.

1921’de 40’dan fazla eser satın alınmıştı.

Temmuz 1922 yılındaki sergi bu sergilerin dördüncüsüydü ve Halife Abdülmecit Efendi’nin himayesinde yapılmıştı.

Aynı günlerde bir ay sonraki Büyük Taarruz ’un hazırlıklarıyla uğraşan Mustafa Kemal Paşa’nın bu sergideki bir tabloyu görüp, beğenip alması mümkün değildi.

Muhtemelen Ankara’da savaş hazırlıkları yapanlar, bu sergide sergilenince büyük tartışma........

© Serbestiyet