menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kül yutmaz muhaliflerin ulvi davaları, kandırılan Kürtlerin süfli çıkarları

26 0
06.01.2025

Önce adına “süreç” bile denmedi. “İçi boş”, “Erdoğan’ın haber yok, Bahçeli kendi kendine yapıyor”, “her şey Erdoğan’ı yeniden Cumhurbaşkanı adayı yapmak için”, “bunlarla zaten çözüm olmaz” dendi.

2013 Çözüm Süreci’ndeki DEM heyetinin İmralı ziyareti ve ardından bu heyetin Ahmet Türk’le gidip Bahçeli ile görüşmesiyle artık bunun bir çözüm süreci olduğu ortaya çıkınca bu kez kılıçlar kınlardan çıkarıldı.

Son bir haftadır iktidar ve özellikle muhalif mecralarda yaşanan travmatik haller artık mizahın da bir konusu olabilir.

Müthiş bir savrulma, ne diyeceğini bilememe, başı kesilmiş tavuk gibi ortalıkta dolaşma hali söz konusu.

Pozisyonlara tek tek bakalım.

En rahat pozisyon tabii külliyen retçilerinki.

Bunu siyaseten bir fırsat, kaldıraç olarak gördüklerini de saklayamayan milliyetçi-ulusalcılar geleneksel Anadolu’dan Görünüm pozisyonuna hızlıca geçtiler.

Ne de olsa bu çeşit bir milliyetçi-ulusalcılığın 50 senedir var olan bir silahlı örgüt nasıl bitirilir, ona destek veren milyonlarca insan ne olacak gibi dertleri yok.

Kimse onlara da “Peki sizin çözüm öneriniz ne” diye sormuyor.

Sorulduğunda da “Son terörist öldürülene kadar”, “Atatürk’ün yaptığı gibi” deyip çıkıyorlar işin içinden.

Bu pozisyonun biraz daha iktidara yakın ve sofistike olanı ise çeşitli mecralardan şu tezi işliyor:

“PKK, askeri olarak yeniliyor, Irak’taki operasyonlarla harekat kabiliyeti sınırlandı, Suriye’de denklem aleyhine gelişti, son darbe vurulup terör kökünden temizlenecekken niye Öcalan’a prim veriliyor?”

Bu çubuklu güvenlikçi pozisyonun eksik parçası ise tarih ve sosyoloji bilgisi.

Çünkü PKK, eski Genelkurmay Başkanlarından birinin de daha önce veciz bir şekilde söylediği gibi son 40 yılda 6 kez yenildi.

Hatta 1995’de askeri operasyonlarla PKK’nın bittiği bile ilan edilmişti. Sonra 1995 seçimlerinde HADEP 1,5 milyon insanın oyunu alınca meselenin böyle bitemeyeceği görüldü.

PKK askeri olarak zor durumda doğru ama karşımızda “son terörist ölünce” bitecek bir sorun yok.

Herhangi bir savaş, kitlesel silahlı isyan da sadece askeri olarak bitmez. Kalıcı bir bitiş için bir aşamada siyasi akıl, sivil çözümler, müzakere, masa devreye girmelidir.

Dağdaki son militanı öldürdüğünüzde, hala PKK’nın siyasi kanadının aldığı 6 milyon oy en az 10 milyon sempatizanla birlikte yaşamak zorundasınız. Meselenin bu sosyal, psikolojik, siyasi kısmını da SİHA’lar çözemiyor.

Bu ikisi yine de konforlu pozisyonlar…

Çözüm........

© Serbestiyet