menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

“İmralı’dan çıkmayabilirim, yeter ki mesele çözülsün”

26 0
08.01.2025

5 Şubat 1999’da Öcalan, Kenya’da yakalanıp Türkiye’ye getirildikten sonra yaptığı açıklamalar özellikle Kürtler arasında şaşkınlık yaratmıştı.

Gözleri bağlanmış olarak uçakta maskeli askerler arasında görünen, Türk bayrağı önünde fotoğraflanan Öcalan, “Hizmete hazır olduğunu” söylemiş, “annesinin Türk olduğundan” bahsetmişti.

Özellikle PKK karşıtı Kürt milliyetçileri, Öcalan’ın idamdan korktuğu için teslim olduğunu ve böyle konuştuğunu söylüyor, ona ateş püskürüyordu.

PKK, bu eleştiriler karşısında sessizdi ve şoktaydı.

Öcalan, yakalanmasından sonra 1 Eylül 1998’de ateşkes kararı almasına neden olan Genelkurmay’dan bir albayın PKK’nın Brüksel’deki temsilcisine getirdiği mesajları açıklamış, bu ateşkesin ve müzakerelerin arkasında olduğunu söylemişti.

Öcalan’ın savunmasını Kürt milliyetçisi olan avukat Ahmet Zeki Okçuoğlu üstlenmişti.

Okçuoğlu, görüşmelerinden birinin ardından bir basın toplantısı düzenledi ve şöyle dedi:

“Öcalan’a ilaç verilmiş olabilir. Zaman zaman sabit bir noktaya bakıyordu’.

Bu beyan Öcalan’ın açıklamalarını tevil etmekte zorlanan PKK’nın imdadına yetişmişti.

PKK Başkanlık Konseyi “Öcalan’ın bilinci ve sağlığının yerinde olduğuna kesin kanaat getirilmedikçe İmralı’dan yapılacak açıklamalardan kuşku duyacağız” açıklaması yaptı.

PKK ile Öcalan arasındaki bağın kopabileceği bir andı bu.

İşte devlet bu noktada kritik bir karar verdi. Ve o bağın kopmasının kopmamasından daha riskli olduğunu düşündü ve Öcalan’ın PKK’ya mesajlarının dışarıya çıkmasına izin verdi.

Öcalan, 31 Mayıs-29 Haziran 1999 tarihleri arasında PKK Başkanlık Konseyi’ne 4 mektup gönderdi.

Öcalan ilk mektubunda ilaç verilerek böyle konuşturulduğu iddialarını reddetti:

“Benim içinde bulunduğum koşullar irademi ve bilincimi kıracak veya çarpıtacak durumda değildir. Şimdiye kadar tek bir dayak yemedim, küfür bile işitmedim. Zorla ifade vermedim. Şimdiki odam tek kişilik orta sınıf bir otel odası gibidir.”

Bu arada onlarca insan Öcalan’ın yakalanmasını protesto için kendisini yakıyordu.

Bir ay sonra........

© Serbestiyet