menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Siyaset niye demokrasi doğurmuyor ve Avrupa’ya girmek için Türkiye ne yapmalı?

18 12
01.06.2025

Günümüzün önemli teorik sorularından biri demokrasinin tıpkı Covid aşısı gibi öyle sanıldığı kadar etkili bir ilaç olmadığının ortaya çıkmasıdır. Bazan olur barış sürecinin bile başarısı demokrasisizliğe rağmen mi mümkün oluyor yoksa bizzat demokrasisizlik sayesinde mi mümkün oluyor diye sormak gerekiyor. Aynı şekilde başarılı bir ülke olmak için demokratik olmak gerektiğine dair varsayımlara artık demokratik ülkeler bile inanmıyor.

Acaba öncü demokrasilerde bile demokrasinin popülerliğini kaybediyor olması sadece bir iştahsızlık meselesi mi, yoksa bizzat demokrasinin kendisinden kaynaklanan yapısal bir sorun mu? Demokrasi gerçekten her bünye için ilaç oluyor mu? Belki de demokrasi sadece bir iyi gün dostudur. Nasıl Amerikan rüyası herkes için mümkün bir imkan değilse (çünkü bunun için birkaç gezegen miktarınca kaynak gerekir) demokrasi de acaba tüm aktörler için mümkün olmayan bir imkan mıdır? Bu soruyu nomotetik düşünen, ilişkiselliği ve bağlamları görmezden gelen iyiniyetli yaklaşımlar dile getirmeyebilir. Ancak pratik bize bu soruların geçerli sorular olduğunu ve tartışılması gerektiğini söylüyor.

Ben demokrasiye inanan bir insanım. Ancak demokrasinin canlı bir şey olduğunu ve her ortamda yeşermeyebileceğini görmek gerektiğine inanıyorum. Devletlerarası ilişkisellik (buna uluslararası ilişkiler, hatta bazan emperyalizm) demokrasinin tıpkı madalyalar gibi her yarışmacı için ulaşılabilir olmadığını gözümüze sokuyor. Demokrasiyi alanlar başkasının demokrasi olmasına izin vermiyor veya demokrasilerini onlar için bir dezavantaja dönüştürüyor olabilir. Yani demokrasi güçlülerin ve/ya güçle muhatap olma sorunu olmayanların tadını çıkarabildiği bir lüks meta olabilir. Avrupa’nın ortasındaki İsviçre’nin veya kenarındaki Yunanistan’ın güçsüz halde bile bir demokrasi önceliği yaşaması mümkündür. Ancak bu Türkiye için geçerli olmayabilir.

Bu hükme tersinden de varmak mümkün. Şu soruyu soralım: Bizdeki otoriterlik demokrasisizlikten veya tek adamın otoriterlik arzusundan mı kaynaklanıyor yoksa başka bir sebep mi var? Yani otoriterliğin sadece demokrasisizlikten kaynaklandığı varsayımı tartışmaya açıktır. Otoriterlik bir sebep degil de bir sonuç olabilir mi? Bence bugün Türkiye’deki otoriterlik demokrasisizlikten kaynaklanmıyor. Hatta şu bile denebilir: Bugün gördüğümüz otoriterlik demokrasiden kaynaklanan bir otoriterlik de olabilir. Bunu açmam gerekiyor.

Liberal düşünce ve onun kabulleri, güvenliğini sağlamış (zengin veya güvenlik sorunu olmayan) devletlerin iç tüketimi için anlamlı kabullerdir. Fakat bu kabullerin evrenselleştirilemediğini görüyoruz. Rusya bir Putin çıkarmak zorundaydı ayakta kalabilmek için. Çünkü........

© Serbestiyet