menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ân’a değil, zamana bakmalıyız

8 0
16.02.2025

Ömrünün en az bir yılında zeytin hasadı zamanı yolu bir şekilde zeytinliklerden geçmiş her Egelinin yaşadığı bir tecrübe vardır. Asıl zeytin toplama işlemi, eskiden sırıklarla, şimdilerde ise dallara fazla zarar vermeden zeytinlerin yere düşmesini sağlayan âletlerle zeytinlerin ‘yaygı’ denilen yere serilmiş geniş örtülerin üzerine düşmesini sağlayarak gerçekleşir. Ama bu işlemin öncesinde, evvelce ağaçtan düşmüş zeytinler elle birer birer toplanır. Asıl toplama işleminin bitiminden sonra da yaygılar dışındaki yerlere düşmüş, sağa sola serpilmiş zeytinler yine elle toplanır, böylece tek bir zeytin tanesini dahi zayi etmemeye çalışılır.

Asıl işlemden öncesi ‘döküntü,’ sonrası ‘taraş’ diye ifade edilen bu yerden elle toplama işlemi sırasında, neyi gördüğümüzün nereden, hangi açıdan baktığımızla birebir ilgili olduğuna dair yüzlerce tecrübe gerçekleşir. Misal, doğudan batıya doğru ilerleyip yerdeki bütün zeytinleri topladığınızı düşünürsünüz, ama batıdan doğuya, yahut kuzeyden güneye bir ilerleyiş, gözden kaçırdığınız daha epeyce zeytin olduğunu size gösterir. Tecrübeyle sabittir ki, ufacık bir açı farkı bile, boy vermiş otlar arasındaki zeytinlerin gözünüzden saklı kalmasına veya görünür hale gelmesine yetmektedir. Manzarayı, nazar belirlemektedir. Daha önce görülmeyenler, bakış açısı değişince, açıkça görülür hale gelmektedir.

Baba yadigârı zeytinliğimizde her zeytin zamanı bu tecrübeyi tekrar tekrar yaşamışımdır. Ân’lık görüntünün gerçeğin ta kendisi değil bilakis gerçeğin zıddı olabileceğini ele veren bu tecrübelere, benim zihnimde her keresinde gerçeğin en yalın ifşası gibi gözüken ‘fotoğraf’ın ‘gerçekliği’ne dair sorgulamalar eşlik etmiştir.

Bir açıdan bakıldığında görülmeyen zeytinin bir başka açıdan aşikâre gözükmesi, bir açıdan apaçık görünenin açı değiştiğinde asla görülemez hale gelişi, elbette fotoğrafın da sorgulanmasını gerektirir: Gözümüz önündeki fotoğraf, olan biteni gerçekten olduğu gibi mi yansıtıyor, yoksa merceğin öte tarafındaki kişinin gördüğü ve de görülmesini istediği şeyi mi bize gösteriyor? Ân’lık görüntü gerçeğin yalın bir ifadesi midir, yoksa kendisi gerçek olmasına karşılık bizden hakikati mi gizlemektedir?

İki hafta kadar önce, ailece üç günümüzü baba yadigârı zeytinliğimizde geçirirken, başka bir açıdan görmeden geçtiğim yüzlerce zeytini açı değişmesiyle farkedip avuçlarıma biriktirip çuvala aktarırken, bu soruları tekrar tekrar sordum kendime.

Ve bu soruların eşliğinde, evvel zamana dair bir kare zihnimde canlandı.

Bir........

© Serbestiyet