menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye’de bir milyon kurye var: Yeni nesil çalışma düzeni mi, güvencesiz işçilik mi?

11 1
02.02.2025

Alper YILMAZ

Teknolojinin hayatımızın her alanında olması, dijital platformlar üzerinden çalışan kuryelerin hukuki statüsüne dair tartışmaları da beraberinde getiriyor. İş hukukunun geleneksel sınırlarını zorlayan yeni çalışma modelleri, yeni tanımlara ihtiyaç gösteriyor.

Türkiye’de esnaf kuryeler genellikle “bağımsız çalışan” statüsünde değerlendirilip kendi adlarına çalıştıkları kabul ediliyor. Ancak, uygulamada çoğu zaman bu kuryeler belirli platformların şartlarına tabi olarak çalışıyorlar. Platformların belirlediği çalışma saatleri, teslimat rotaları ve fiyat politikaları, kuryelerin gerçekte ne kadar bağımsız olduklarına dair soru işaretlerini de beraberinde getiriyor.

“Made in Türkiye” markalı bir ifade olan “esnaf kurye” modeli statü belirsizliğine bağlı sorunlar ve hak kayıplarıyla karşı karşıya bulunuyor. İlk bakışta “bağımsız çalışan” olarak görülmelerine rağmen, çoğu zaman dijital platformların belirlediği kurallar çerçevesinde İş Kanunundaki güvencelerden yararlanamayan işçiler olarak çalışıyorlar. Başka bir ifadeyle, İş Kanunu güvencesindeki haklardan yararlanması gereken “kurye”, kâğıt üstünde “bağımsız” çalışanmış gibi gösterilerek, güvencesiz bir şekilde çalıştırılıyor ve bu durum da serbest çalışma kategorisine sokulmak isteniyor. Buna “sahte serbest çalışma” demek doğru olur.

Güvencesiz çalışmadan kaynaklı riskleri minimize etmek için yapılması gerekenleri gündeme alıp tartışmak gerek. Bu bağlamda Avrupa Birliği sahte serbest çalışma kavramına karşı yasal çözümler geliştirerek, kuryelerin haklarını güvence altına alma konusunda bir yol haritası oluşturuyor. Bu bakımdan Türkiye’deki mevcut durum ile Avrupa Birliği uygulamalarını karşılaştırmak ve Avrupa Birliği Dijital Platform Direktifinin bu alandaki önemine ışık tutmak çözüm açısından önemli görünüyor.

Türkiye’de işverenler kurye olarak görev yapmak isteyen kişi veya kişilerden, öncelikle şirket açmalarını (genel olarak şahıs şirketi), sonrasında ise aylık anlaşılan tutar üzerinden kendilerine bu şirket üzerinden fatura kesmelerini istiyor. Böylece işveren, SGK primi dahil başkaca herhangi bir yükümlülüğe katlanmadan, personelin aylık olarak kestiği fatura bedelini ödemekle sorumluluktan kurtulmayı hedefliyor. Bu modeldeki temel amaç personel bağımsız çalışan gibiymişçesine iş kanunu hükümlerine tabi olmadan ve bu noktadaki herhangi bir külfet ve sorumluluğa katlanmadan (fazla mesai, yıllık izin, iş güvencesi, kıdem ve ihbar tazminatı vd) bir çalıştırma ilişkisini sürdürmeyi ifade ediyor.

Özellikle İş Kanunu kapsamında ele alındığında, kuryelerin bir işverenle çalışma ilişkisi içinde oldukları düşünülebilir. Fakat uygulamada esnaf kuryeler ile işveren arasındaki hukuki ilişki, genellikle........

© Serbestiyet