menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir deprem göçmeninin kaleminden: Yok, normalleşememişiz!

9 23
14.07.2025

6 Şubat 2023 sabaha karşı 04.17’de, ben ve benim gibi yüzbinlerin hayatı bir anda değişti… Öylesine bir gürültüyle uyandık ki o an, daha önce deprem yaşamışlar olarak, o anı tarif etmek de, “evet bu bir depremdi” deyip geçmek de mümkün olmadı… 890 gün geçti üzerinden ve ben, Hatay/Samandağ’da doğan, Antakya’da büyüyen biri olarak, uzun bir zaman sonra, şehrimdeyim…

Bugün, ilk günüm şehirde ve bir zamanlar ‘merkez’ diye tanımlanan yerde yürüdüm biraz, devasa iş makinelerinin indirildiği ve on yıllar boyu hep yapılmaya çalışılan o rehabilite çalışmalarından biri için ufak bir mola aldım, Asi Nehri kıyısında, ki dükkanları yıkılan esnaf kalabalığı için açılan konteyner çarşıları da unutmadım!

İktidara yakın isimler, “hayat akıyor” diyor, bunlara bakınca, “buna da şükür” diye de ekliyor hatta ama… Öyle değil! Akan o ‘hayat’, nefes almıyor! “Enkazları kaldırdılar, öyle mi? Görünene aldanma… Ben hala, ruhumun bitmeyen sarsıntılarının yarattığı enkazın altındayım” diyor bir tanesi, o “normalleşiyoruz” söyleminin iki yüzlü halinde dururken… Ekliyor da; “Bir dükkan düşün! Darabası (kepenk) her gün özenle açılan, müşteri bekleyen, ama satış yapamayan… Her gün itinayla tekrar eden bir sahne bu… O daraba hep açılır, o dükkan, bir umut müşterisini bekler… Bizim her gün yatağımızdan kalkma hali de o darabası ısrarla açılan dükkan gibi! Belki bugün bir şeyler değişir, umudu gibi! Değişir mi…?”

Antakya kent merkezinde, Asi Nehri’ne bakan kısımlarda inşa edilen konteyner çarşılarda ‘yok’ yok! Kuyumcular, tamirciler, restoranlar, butikler, ayakkabıcılar, tatlıcılar ve daha neler neler… Sokakta konuştuğum bir tanesine bunu sorunca, elini cebinden çıkardı, ama cebinin iç astarını da dışarı çıkartarak, “Var gibi görünen her şey, bir şeylere sahip olanlar için anlam ifade ediyor bu........

© sendika.org