Göllerimiz hızla yok oluyor
Türkiye, son 60 yılda doğal mirasının önemli bir bölümünü kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyor. Bir zamanların bereketli su kaynakları olan 240 gölden 186’sı tamamen kurumuş durumda. Geriye kalan göller ise artık göl vasfını taşımaktan uzak, kurumaya mahkum bir görüntü sergiliyor.
Bu durum, yalnızca bir su kaybı olarak görülemez. Her kuruyan göl, o havzaya özgü canlı türlerinin de neslinin tükenmesi anlamına geliyor. Flamingoların, yaban ördeklerinin ve sayısız balık türünün sesiz tanığı olan bu sulak alanlar, birer birer hayat sahnesinden çekiliyor. Ancak kayıp bununla da sınırlı değil. Her kuruyan gölle birlikte, yalnızca suyun değil; o suya hasret kalan toprakların verimsizleşmesi, o topraklarda geçimini sağlayan çiftçinin, o çevrede yaşayan tüm canlıların ve dolayısıyla toplumun bir parçasının geleceği de kararıyor. Göllerin kuruması, yalnızca ekolojik değil, aynı zamanda derin bir sosyo-ekonomik krizin de habercisi.
2025 yazı, iklim krizinin somut bir gerçek olarak kapımıza dayandığını gösterdi. Yağışların mevsim normallerinin yüzde 53 altına inmesi, özellikle nüfusun yoğun olduğu büyükşehirleri susuzluk tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı.
Barajlardaki doluluk oranları ise içler acısı: İstanbul’da yüzde 23,9, İzmir’de yüzde 8,9,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d