menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Medya halkın afyonudur!

11 0
06.10.2025

Bazı eleştirmenler medyayı Grek Panteonu’nda tanrıların ulağı olan Hermes’e benzetmektedirler. Haklı ve yerinde bir benzetmedir bu. Bilindiği gibi Hermes, baş tanrı Zeus’un da özel habercisidir. Çok zeki ve kurnazdır. Bugünkü medya gibi faaliyet alanı oldukça geniş ve çeşitlidir. Yalan söylemesiyle, hile-dolan yapmasıyla ünlüdür. Bundan dolayı hırsızların, üçkâğıtçıların, kumarbazların ve tüccarların koruyuculuğunu da yapar. Onların baş yardımcısıdır aynı zamanda. Bugün burjuva medyanın; televizyon, gazete ve diğer kitle iletişim araçlarının yüklendikleri işlev göz önüne alındığında Hermes benzetmesi çok yerinde ve anlamlıdır.

Hermes Yunan mitolojisinde, birçok farklı alan ve konulara hakim olan, bu alanlarda faaliyet yürüten bir Tanrı olarak kabul edilir. Habercilik, ticaret, ekonomi, hırsızlık, astronomi ve astroloji alanlarında yetkin ve karar vericidir. Bu alanların düzenlenmesinden sorumludur. Ayrıca bir ek görevi daha vardır; ölen insanların ruhlarını Hades Krallığı’na (yeraltına) taşımak.

Medya bugün, yalanın imparatorluğu olmuştur. Birçok alan ve sektörde faaliyet yürütürken temel görevi, gerçekleri çarpıtmak, yalan haber yaymak ve halk düşmanlığı yapmaktır. Kapitalist sistemde kitlelerin denetim ve kontrolünü üstlenerek, sistem adına iletişim, haberleşme ve bilgilendirmenin yönlendiriciliğini yapmaktadır. Bu yüzden dünya egemenleri için medya önemlidir. İktidar araçları içerisinde belki de en önemlisi ve etkileyicisi olanı bilgidir. Dolayısıyla çeşitli kitle iletişim araçlarını bünyesinde bulunduran medya, bilgilendirme ve bilgi akışında önemli bir yere ve role sahiptir. Bugün dünya medyasının tek hakimi olmaya çalışan ABD’nin istihbarat örgütü CIA’nın eski başkanlarından William Colby yıllar önce, “ülke ve insanlarını tek yanlı haberlerle beslemek, onları yönetmek için kolaylık sağlar” demişti. ABD emperyalizmine göbeğinden bağımlı olan ana akım Türkiye medyası da, meşruiyetini yitirmiş AKP iktidarına yardımcı olmak için, Colby’nin bu direktifi doğrultusunda hareket etmektedir.

Yine, CIA eski başkanlarından Allen Dulles, 1953’te Princeton Üniversitesi’nde verdiği bir konferansta medya, eğitim ve toplumsal iletişim araçlarının etkin kullanımıyla kitlelerin beyinlerinin nasıl yıkanacağını şu şekilde itiraf ediyordu:

Hedef insan zihniyetindeki savaşı kazanmaktır. Bu savaşın ilk cephesi propaganda, depolitizasyon ve sansür ile kitlesel sindirmeyi sağlamaktır. İkinci cepheyse, bireyin beyninde kazanılacaktır. Hedef beyin yıkama, ideolojisini değiştirme ve gerektiğinde bir Mançurya Kobayı[1] yaratmaktır.

Dünyaya hükmeden sermaye tekelleri ve egemen güçler tüm iktidarlarını aldatmaya, yalana, hileye ve algı operasyonlarına dayandırdıkları için gerçeklerin ortaya çıkmasından, kitlelerin haberdar olmasından ve doğru bilgilerin yayılmasından, gerçekte olanlar açığa çıkacağı için özenle kaçınırlar. Bu durum yalana dayalı bir iletişim şeklinin ortaya çıkmasına ve yaygınlaşmasına neden olur. Toplumun doğru bilgilendirilmesi, yaşanan olayların iç yüzlerinin sergilenmesi ve kitlelerin aydınlanmasını hedeflemek, sistemin kendi kuyusunu kazması, kitlelerin verdiği rıza ile oluşan meşruiyetlerinin de ortadan........

© sendika.org