menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bitki türlerinde aranan hakikat ve Cankurtaran’ın hak mücadelesi: Cemele biberi tehlikedeymiş

14 6
22.09.2025

3 Eylül 2024 tarihinde Reşit Kibar ve beraberindeki köylüler, Artvin’in Hopa ilçesi Cankurtaran mevkiinde gerçekleşecek olan talana karşı yürüttükleri mücadelede belki de hiç beklemedikleri, o güne kadar süren çevre ve doğa mücadelesi pratiklerinde ilk kez tanık olacakları bir manzara ile karşılaştılar.

Daha önce proje alanına aynı şirketin paravan firmaları ile tam üç kez maden ocağı için başvuru yapılmış, Cankurtaran sakinlerinin açtığı davalar ve yürüttükleri mücadele sayesinde bu projeler iptal edilmiş, sermayenin yağma ve talan arzusu akamete uğramıştı.

Ancak özellikle son yıllarda neoliberal dönüşüm programına öncülük eden iktidarın saldırgan tutumu Cankurtaran’ı yağmalamaya çalışan sermayenin cüretine de belirli bir istikamet vermişti. Vazgeçmediler, üç kez iptal edilen maden projesinin bu haliyle faaliyete geçemeyeceğini anlayınca projeyi bir mesire alanı projesi kisvesi altında yeniden hayata geçirmeye çalıştılar.

Üstelik bu sefer iş sıkı tutulmuştu, Borçka bürokrasisinden Artvin siyasetine, iktidar cephesinden kendini muhalif olarak tanımlayan politik aktörlere kadar gerekli telkinlerde bulunulmuş, devletin şefkatli kollarına kendilerini bırakmışlardı. Hatta bir eski bakan ve şimdi milletvekili olan Faruk Çelik, bürokrasinin teşrifiyle gerçekleşen bir ziyafette “Beyefendileri neden uğraştırıyorsunuz, işlerini çözün” diyerek bürokrasinin geri kalanına ayar da verecekti.

Hal böyle olunca köylülerin tüm itirazlarına rağmen mesire alanı projesi doğrultusunda ağaçlar damgalanmaya başlanmış, işi bitirmek için gereken tüm kırtasiyeci ayak bağları ortadan kaldırılmış, ezcümle Cankurtaran “beyefendilerin” sofrasına altın tepside sunulmuştu. Geriye çözülmesi gereken tek bir sorun kalmıştı. “Bir ağaç kesilirse benim selam okunur” diyerek kendilerine meydan okuyan iradenin kırılması.

Gelin meseleyi biraz evvelinden tartışalım…

Doğu Karadeniz’deki Halkevi şubelerinin 2022 yılı sonbahar çalıştayının “Bölgemizde ekoloji mücadelesi” başlıklı tartışmasında yeni bir sermaye birikim modeli özellikle ön plandaydı. Vadilerin, yayların, ormanların talan edilmesi, köylülerin yaşam alanından göç ettirilmesi, tarım arazilerine el konulması, el konulmayanların da kısa sürede verimsizleşmesi, bitki ve hayvan hastalıklarının yaygınlaşması, akarsuların ve yeraltı akarsularının kurutulması, kurutulmayanların zehirlenmesi gibi........

© sendika.org