Üretimin esareti, tüketimin özgürlüğü!
2025 yılının 19 Mart sabahında ülkenin tek metropolünün seçilmiş belediye başkanı gözaltına alındıktan ve sonra tutuklanması süreciyle birlikte ilginç pratikleri yaşıyoruz. İktidarı muhalefetiyle her kesimden karşılıklı sadece soyut siyasete yönelik değil somut üretim ve tüketim ilişkilerine yönelik hamleler geliyor. Toplumsal muhalefet tarafından şu ana kadar yapılan somut hamleler hayatın olağan yörüngesine otururken, iktidarın hamleleri ise şimdilik sadece yapılmak için yapılmış hamlelerden oluşuyor. Belli ki iktidar, kendi pratiklerini soyut siyasetin dışında yürütebileceği alanları hesaplamamıştı. Hemen belirtelim en yaratıcı ve en zihin açıcı olanı toplumsal muhalefetin genç dinamiklerinden geliyor. Örneğin eylemlerde Pikachu’nun boy göstermesi ve yoğun ilgi görmesi pantomimin gücünün, söze hiç yer vermeden gençliğin yaratırken nelere dikkat ettiğinin, hangi dinamikleri önemsediğinin en iyi göstergesidir. Ancak doğası gereği gençliğin siyasetin bir pantomim olmadığını, siyasetin pantomimden ibaret olmadığını devrimci bir algıyla, bilge görüşle daha çok bağıranın, daha gösterişçi olanın, daha ilkesizce davrandığını kavraması kaçınılmazdı.
İlginç pratikler yaşıyoruz demiştik. Bu ilginç pratikleri daha net anlamamız için iki dönemin kapitalist yiyecek-içecek tüketim alışkanlıklarının gelişim süreçlerini kısaca karşılaştırmakta fayda var. 20. yüzyıl kapitalizminin büyük oranda yiyecek-içecek tüketim alanı ev içi tüketime dayanıyordu. 21. yüzyılın kapitalizm alışkanlığı ise yiyecek içecek tüketim ürünlerini daha fazla dışarıda tüketmeye, daha fazla “tüketimi özendiren kamusal alanlar yaratmaya” yönelik. Ve daha fazla “dışarıdan yemek söylemeye”, iste-getir ekonomisine dayanıyor.
Ve 21. yüzyıl kapitalizmi dışarıda tüketim alanlarını yaratırken kendi seküler insan tipolojisini ve onun gündelik yaşam içerisinde özgürlük alanını da yaratmış oldu. Daha fazla dışarıda vakit geçiren, daha fazla tüketen insanı yarattı. Yarattığı insan davranışının “özgürlük alanını kısıtlamak” demek........
© sendika.org
