menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gözün mü kaydı kardeş?

9 5
13.09.2025

Her ne kadar Türkiye’de kültür sanat “yüksek tabakanın” ilgi alanına giriyormuş gibi görünse de aslında hem sanatçılar hem de “sanat tüketicileri”, sadece “boğaza karşı viskilerini yudumlayanlar” tayfasına dahil değil. Bir sanat tekelinden söz edeceksek, evet, özellikle güzel sanatlarda böyle bir durum mevcut fakat dijital çağ bunun da üstesinden gelebilen tonla imkân sunuyor. Ayrıca sanatçılar bireysel olarak da kamusal alanı kullanmakta gayet mahirler. Yakın zamanda ressam Ekin Anıl, eserlerini Bağdat Caddesi’ndeki sokak çiçekçilerinde sergiledi örneğin. Bağımsız müzisyenler evlerinde bir gitar, bir bilgisayarla şarkılarını kaydedip yayımlayabiliyorlar. Kitap yazanlar, yine online platformlarda kitaplarını okurla buluşturabiliyorlar. Ülke sınırları içinde kültür sanatın görünmezliği ya da üvey evlat muamelesi görmesinin sebebi AKP’nin herhangi bir kültür sanat politikasının olmaması ve konuyla alakalı kıtlığından kaynaklanıyor. AKP için kültür sanat, Bilal Erdoğan’ın okçuluk faaliyetlerinden öte gitmiyor. Kültür sanatla okçuluk arasındaki bağı kurmayı size bırakıp esas konuya dönüyorum.

Hepsi cıvıl cıvıl altı genç kızdan oluşan Manifet grubuna, 6 Eylül’de Küçükçiftlik’te verdiği konserde “hayasızca hareketler” ve “teşhircilik” suçlarından soruşturma açıldı. Yurtdışı yasağıyla “yırttılar”. Bu AKP için ilk değil. Daha önce Melike Şahin, Melek Mosso, Gülşen, Hande Yener gibi milyonlarca insanın dinlediği sanatçılara da sahnede giydikleri kıyafetler ve sahne şovları yüzünden konser yasağı getirilmişti. Hepsi de sağlam linç yemişti.........

© sendika.org