8 Mart bir kutlama günü mü, yoksa bir direnişin yıl dönümü mü?
Bugün 8 Mart…
Bir kutlama günü mü, yoksa bir direnişin yıl dönümü mü?
Ellerinde çiçekler tutan kadınların değil, elleri nasır tutmuş kadınların günü aslında…
Sessizce ağlayan annelerin, “sus” diye susturulan kız çocuklarının,
Hayatının baharında toprağa düşen kadınların günü…
Kimsenin alkışlamadığı, kimsenin değerini tam olarak bilmediği ama her gün yeniden var eden kadınların…
Kadın: Hayatın Ta Kendisi
Kadın, sabah herkesten önce uyanan ama en son uyuyandır.
Kadın, herkesin karnı doysun diye sofraya en son oturandır.
Kadın, kendi hayallerini en sona bırakandır.
Kadın, herkes için koşan ama kimse için durmayan…
O bazen bir anne, bazen bir kız çocuğu, bazen bir kardeş, bazen bir eş…
Ama her zaman bir insan.
Küçük bir kız çocuğunu düşün…
Babası onu dizine oturtur, saçlarını okşar, ona “prensesim” der.
Ama büyüdüğünde aynı kız çocuğu, sokağa çıktığında, iş yerinde, toplu taşımada, kimsenin "prenses" olarak görmediği bir kadına dönüşür.
Bir zamanlar korumak için kollarına aldıkları o kız çocuğu, büyüdüğünde yalnız kalır.
Daha küçücükken "Sen kızsın,........
© Samsun Kent Haber
