Ümit Özçelik yazdı: Yağmurdan sonra 2
Köyün okulu da o gün sessizdi. Öğretmen Aslı Hanım, pencerenin önünde durmuş, çocukların tarlalara gidişini izliyordu. Bu köyde öğretmenlik yapmak kolay değildi ama en güzeliydi. Şehirden buraya tayini çıktığında başta çok çekinmişti. Şimdi ise köy halkının bir parçası gibiydi.
Kapı çaldı. İçeri ince yapılı, esmer tenli bir çocuk girdi. Bu Cemil’di. Annesi geçen yıl hastalıktan göçüp gitmiş, babası ise şehirde inşaatlarda çalışıyordu. Cemil, köyün en sessiz ama en meraklı çocuğuydu.
“Aslı Öğretmen… Yağmur durdu, değil mi? Ben dere kenarına gidip taş toplasam olur mu? Bu sefer köprü maketi yapacağım.”
Aslı Hanım gülümsedi. “Ama dikkatli ol, Cemil. Toprak hâlâ kaygan. Yanına biriyle........
© Samsun Gazete Arena
