VENEDİK’İN SAN MARCO MEYDANINDA EN ÇOK ÇALINAN TÜRK ŞARKISI HANGİSİ?
Geçen Cumartesi gün batımında Venedik’in ünlü San Marco meydanında bir kafede oturuyorum.
Venedik her zamanki gibi kalabalık.
Oturduğumuz kafede smokinli müzisyenlerden oluşan bir orkestra var.
Birden tanıdık bir müzik başlıyor.
“İstanbul İstanbul Olalı…”
O meydanda gezen her Türkiye vatandaşının bildiği bir şarkı.
Çok da güzel çalıyorlar.
Tabi ki kalkıp hemen müzisyenlere hak ettiği parayı veriyoruz.
Aynı şarkıyı o akşam meydanın iki ayrı kafesinde daha dinliyoruz.
Bir gece önce Vedat Alaton’un düğünü varmış.
O nedenle Venedik’te bir Türk kalabalığı var.
SEZEN AKSU BU ŞARKIYI NASIL YAZDIĞINI ŞÖYLE ANLATMIŞTI
Şarkının söz ve müziği Sezen Aksu’nun.
“Şarkı Söylemek Lazım” albümünün ikinci şarkısıydı.
Sezen Aksu bu şarkıyla ilgili duygularını şöyle anlatmıştı:
"Hepimizin hayatında olmuştur böyle şiddetli şeyler, şaka değil hakkaten oturdum Kanlıca'nın orta yerinde bi' taşa, o kadar acı çekiyorum, o kadar acı çekiyorum ki... Hem ağladım hem yazdım şarkıyı. Hem ağlıyorum hem şarkıyı yazıyorum, hem de hakkaten gelmişine geçmişine...
Herkesin çok taşkın olmaya, çok saçmalamaya hakkı var bence. Bu da öyle bir andır."
ŞU SIRALAR HEPİMİZİN TAŞKINLIĞA
VE SAÇMALAMAYA İHTİYACI VAR
Şarkıyı dirlerken farkediyorum ki Sezen çok haklı.
Şu sıralar hepimiz aynı duygudayız.
Taşkın olmaya, hatta saçmalamaya ihtiyacımız var.
O hale getirildik yani.
Orkestranın şefi ile konuştum.
Meydana gelen Türklerin en çok istedği şarkı buymuş.
23 YILDIR BU ŞARKIYI İÇİMİZDEN ATAMIYORUZ
Bu şarkıyı 2002 yılından beri dinliyoruz. Meğer bu 23 yılda ne kadar işlemiş ruhumuza.
Bir de “Üsküdara Giderken” şarkısını duydum.
Biz böyleyiz işte.
Bazen Türkiye’nin şu kabus baskısından kaçmak istiyoruz, kendimizi dışarı atıyoruz.
Ama ülkemiz asla kendini bizim içimizden dışarı attırmıyor.
“VENEDİK'TE ÖLÜM'LE” İŞİMİ HALLETTİKTEN
SONRA ŞEHİRİ YAŞAMAYA BAŞLADIM
Oradan meydanın öteki ucuna geçiyorum.
Bu meydana bugüne kadar kim bilir kaç defa gelmiştim.
Her gelişimde Visconti’nin “Venedik’te Ölüm” filmi ile dolu olduğum için bu meydana adını veren San Marco Bazilikasına hiç girmemiştim.
Son gelişimde Venedik’te Ölüm filminin çekildiği Hotel des Bains’de bir gün geçirince, bu şehirde ölümle işimi hallettim.
Artık şehiri gezmeye başlama zamanım gelmişti.
VERSACE DESENLİ ARABESK BİR MABET
Özel bir izinle ve özel bir rehberle ilk defa San Marco Bazilikasını gezdim.
Dışardan baktığımda bana hep “Versace desenli Arabesk bir Katolik mabet” gibi görünürdü.
Ancak içine girince kendimi bir anda İstanbul’daki Aya Sofya’nın kubbesinin altında hissettim.
Tipik bir Bizans Ortodoks kilisesi iç mekanı vardı karşımda.
Burada “Katoliklik mi Ortadokslaşmış, Ortadoksluk mu katolikleşmiş” karar veremedim.
Belli ki, dönemin “Kostantinopol’u”, Venedik’i çok köklü biçimde etkilemiş.
İNCİLİ YAZAN MARCOS’UN BEDENİ NEREDE BULUNDU?
Kilisenin adı, Marcos İncili'ni yazan San Marko’dan geliyor.
Hikayesi Venedikli tüccarların 828 yılında Mısır’da, İskenderiye’den Aziz Markos kutsal emanetlerini çalıp getirmeleri ile başlıyor.
Bazilika 1094 yılında Vatikan tarafından San Marco olarak kutsanınca ilginç bir gelişme oluyor.
Aynı yıl San Marco’nun vücudu Venedikli bazı tüccarlar tarafından bir sütun içinde bulunuyor ve Venedik’e getiriliyor.
HRİSTİYAN SAN MARKONUN KEMİKLERİ........© Samimi Haber
